Sefarad kadınının aile içindeki rolü -4

Zelda Ovadya’nın hazırladığı ‘El Rolo de la mujer Sefaradi al seno de la famiya’ adlı çalışmasının Türkçesi’ni yayınlamaya devam ediyoruz

Sara YANAROCAK Kavram
28 Temmuz 2010 Çarşamba

 Sefarad kadınları eski çağlardan beri yaşadıkları topluma katkı sağlayan kişiler oldular. Politikadan sanata, edebiyattan bilime birçok alanda başarı gösteren Sefarad kadınlarının isimleri günümüze kadar geldi.

Emma Lazarus

New York Limanı’nın girişinde bulunan Özgürlük Anıtı herkes tarafından bilinir. Hatta aramızdan bir çoğumuz Ellis Adası’nı ziyaret edip özgürlük anıtını yakından görme şansını elde etmiştir. Fakat anıtın ayaklarının hemen altında bulunan kitabede yazan şairin Sefarad kökenli Emma Lazarus olduğunu birçoğumuz belki de bilmez bile.

Emma Lazarus 1849 yılında ABD’de yaşayan zengin ve tanınmış bir Yahudi ailesinin kızı olarak doğdu. Babası Moses Lazarus ve annesi Ester Nathan Yahudi iç yaşamından oldukça uzaklaşmış asimile bir çiftti.

Emma küçük bir kızken, ailenin kökeninin, Portekizli olmasına rağmen neden Amerika’da yaşadıklarını sordu. Babası ona İspanya ve Portekiz’de yaşanan engizisyon ve kovulma olaylarını anlatınca, Emma dinlediklerinden çok etkilendi. Geçen yıllar içinde yazdığı şiirlerde sürekli köklerinin ve insan hakları temasını işledi. Küçük yaşından itibaren, çok önemli öğretmenler tarafından özel olarak eğitilen Emma, eğitimi sırasında en çok edebiyata ilgi duydu. Daha sonra şiir yazma konusunda çok yetenekli olduğu ortaya çıktı. Emma Lazarus, kuşkusuz olarak Amerikan edebiyatının en önemli şairlerinden biri olarak kabul edilmekte.

Babasının ona anlattıklarından sonra, köklerine ve Yahudiliğine aşırı derecede bağlanan Emma kendini dindaşlarına ve dinine adadı. Ardından ciddi bir Tora eğitimi ve İbranice dersleri aldı. Kral Şelomo’ya ait olan Şir Aşirim’i (Neşideler Neşidesi), İbu Gvirol ve Yeuda Halevi’nin şiirlerini İbranice aslından  İngilizceye tercüme etti.

‘1492’ adlı şiiri Yahudilerin kovuluşunu (ekspulsion) ve Amerika’ya gelişlerini anlatır.

En ünlü şiiri ise New York’taki Özgürlük Anıtı’nın üzerinde bulunan şiirdi. ‘The New Collosus’ (Yeni Anıt) adlı şiirinde Emma Lazarus, dünyanın dört bir yanında Amerika’ya gelen tüm göçmenlerin bu ülkeye nasıl insanca kabul edildiklerini anlatır. Emma Lazarus 1887 yılında öldü.

20. yüzyıl Sefarad kadınları

20. yüzyılda bu kez yaşam sahnesinde her ne kadar edebiyatçı veya boykotlar düzenleyecek yetkinlikte değilse de ailenin geçimini bedensel güçleriyle destek veren fedakâr Sefarad kadınlar vardır. Çalıştıkları ortamlar zordu ve hijyen değildi.

2. Dünya Savaşı sırasında, Yahudi kızları tütün fabrikalarında çalışıyorlardı. Cephedeki askerler için özel olarak üretilen sigaralar, çok ağır bir işgüçü gerektiriyordu. Salonik’te tütün fabrikalarında çalışan bu kızlar, Yunan halkı tarafından ‘ulusal kahramanlar’ olarak nitelendiriyorlardı.

19. yüzyılda ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Selanik Yahudileri ülkenin ekonomisinde son derece yetkin ticaret gücüne sahipti.

Yahudi cemaatinin içinde çok zengin olanların yanında, orta halli olanlar ve işçi sınıfına mensup olanlar da vardı. Bu işçiler genellikle tütün fabrikalarında çalışırlardı, kadınlar çoğunlukta olan işçilerdi.

Tütünde çalışan genç kızlara “La Ninyas de tutun” (Tütüncü kızlar) denirdi. O dönemde bu kızların mesleği çok özel kabul edilirdi, çünkü o döneme kadar genç kızlar çok erken evlenirler ve asla çalışmazlardı. Çok yoksul olan işçi kızlar hem eve katkıda bulunmak için çalışırlar, hem de çeyizleri için gereken parayı biriktirirlerdi.

İşte tam bu dönemde Bizet’in ünlü operası Carmen’den uyarlanan film Yunanistan’da çok ilgi uyandırmıştı. Bu filmi izleyen Sefarad kızlar, İspanyolca dilinde izledikleri bu filmin kahramanı Carmen’i kendileri ile özdeşleştirirlerdi. Çünkü filmdeki Carmen de onlar gibi tütün fabrikasında çalışmakta ve aşk acıları çekmekteydi. Filmin vizyondan kalkmasının ardından aylar sonra bile tütünde çalışan kızlar ve anneleri filmin müziklerini ve şarkılarını söyleyerek işlerini görürlerdi. Sokaklarda yüksek sesle bu şarkıları söylerlerdi. Bu kızların çok büyük bir bölümü soludukları sağlıksız hava yüzünden verem olup hayata veda etmişlerdi.

Ladino Şema Duası

(kadınlar için)

Me echo en la kama / De miryam ha – nevia / Me kovijo kon la kolcha / Del Rey Şelomo / Entrego mi alma / En poder del Kriador / El ke me guadre / De huego, de flama / De muerte sopitanya / Serro mis puertas i ventanas / kon siyo de Rey Şelomo meleh / Mihael de mi derecha / Gabriel de mi ensiendra / Shehina pozada sovre mi kavesa / Eskapame de veneno malo / İ de holaim raim / Eskapame de gezerot malos /Kasher de sekana.

 

Miryam Peygamberin / Yatağında yatıyorum / Kral Şelomo’nun / yorganıyla örtünüyorum / Yüce Yaratıcı’nın gücüne / Ruhumu emanet ediyorum / O beni, yangından ve alevlerden / ani ölümden korusun / Kral Şelomo’nun verdiği güvenle / Kapılarımı ve pencerelerimi kapatıyorum / Sağ tarafımda melek Mihael / Sol tarafımda melek Gabriel / Başımın üzerinde Şehina (kutsal nur) / Beni kötü hastalıklardan / Ve gelebilecek kötülüklerden koru / Tehlikeleri uzaklaştır / Ve beni felaketlerden koru.

YENİ ANIT  

Yorgun, zavallı, ezilmiş... / Özgürlük dolu bir nefese hasret kalmış... / Gövdelerinizi bana verin! / Alçakça itilmişliğinizi yenerek... / Yeniden yücelteceğim! / Onları, evsiz barksızları... / Fırtınalarla sağa sola savrulmuşları... / Bana yollayın! / Ben meşalemi...  Altın kapının yanında yükselteceğim!... 

Emma Lazarus

Türkiye Sefaradları

Türkiye’deki Sefarad Yahudi Cemaati çok sofu bir cemaat olmamakla birlikte, geçen yüzyıllar boyunca, gelenekleri görenekleri ve alışılagelmiş uygulamaları harfiyet tatbik ederek, kimliğini asla kaybetmedi. Bunun yanısına dini bayramların tümünü layıkıyla uyguladılar. Sefarad anneleri kaşerut kurallarını harfiyen uyguladı, ruhsal arınmayı simgeleyen tevilla’yı (mikve) asla ihmal etmedi.

Şabat’ı uygulayan, bayram sofralarını kuran, tüm kaideleri ve lezzetiyle onları sunan hep Sefarad annesidir. Bu Sefarad annenin ailesine olan sevgi ve özeninden kaynaklanmaktadır.

Sefarad kadının kendine özel bir Şema duası da vardır. Bu kadınlar gece uykuya dalmadan önce bu özel duayı ederlerdi. Çeşitli yorumları olan bu duanın bir örneğini sizlere de aktarmak istiyorum. Bu dua, Yahudi kadının gerçek İbranice Şema duasını bilmediğinin göstergesi değildir. devam edecek…