Vefa: İstanbul’da bir semt adı...

Rıfat KARAKÖY Köşe Yazısı
17 Şubat 2010 Çarşamba

Vefa nedir?

Bence, sizin için bir şeyler yapmış kişileri unutmamak, onları takdir etmek, her fırsatta onları yüceltmek ve yaptıkları iyi şeyleri unutmamaktır.  Ama gelin görün ki spor kamuoyunda benim tanımımın tam tersi geçerliymiş. Neden mi?

Mircea Lucescu; Galatasatay’ı şampiyon yaptı. Gönderdiler. Beşiktaş’ı şampiyon yaptı, ikinci sezon şampiyon olamadı diye gönderdiler.

Arthur Zico; Fenerbahçe’yi şampiyon yaptı. İkinci sezon Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynattı. Fenerbahçe tarihinin en başarılı teknik direktörü oldu. Hak ettiği parayı istedi. Ne yaptılar? Gönderdiler.

Şenol Güneş; milli takımımızı dünya üçüncüsü yaptı. Ödül olarak muhasebenin kapısını gösterdiler. Neymiş? Karizması yokmuş.

Hakan Şükür; Kırılmadık rekor bırakmadı adam, adama zorla futbolu bıraktırdılar.

Bülent Korkmaz; Çıkık kolla kaldırdığı UEFA Kupası hâlâ hepimizin hafızalarındadır diye düşünüyorum. Sen misin çıkık kolla bile takımını yalnız bırakmayan? Sana jübile bile yok!.

Hasan Şaş; Galatasaray’ın efsane kadrosundaydı, 2002 Dünya Kupası’nda 3. olan kadronun en önemli futbolcusuydu. Takımının sözleşmeli futbolcusuyken, kampa bile davet etmediler.

Uzun yıllar Fenerbahçe’ye hizmet eden Uche’ye, Galatasaray’a UEFA Kupası’nı kazandıran Hagi’ye, futbolu bıraktıktan sonra bile Fenerbahçe’den kopmayan Pierre Van Hooijdonk’ a bir jübile fazla mıydı?

Listeye daha birçok başarılı isim eklemek mümkün ne yazık ki.

Vefa yalnızca İstanbul’da bir semt adı olarak anımsanmaya başlanmış maalesef Türk futbolunda, yazık...