Exodus’un kaptanı son seferine çıktı

Ünlü göçmen gemisi Exodus’un 1947’de kaptanlığını yapan Ike Aranne, İsrail’in Hadera kentinde, 86 yaşında yaşamını yitirdi

Nelly BAROKAS Kültür
30 Aralık 2009 Çarşamba

Ike Aranne’nin ölümü üzerine Şimon Peres onun sadece Exodus’un kaptanı olmadığını, zekasını övdüğü Ike’nin,  Exodus yolculuğuna farklı bir anlam kattığını söyledi. Peres ayrıca Aranne’nin öncülük yeteneğini, cesaretini ve halkına olan sevgisini vurguladı. “Ike Aranne liderlik vasıflarına sahip azimli bir kişiydi” dedi.

Eski adı Yitzhak Aronowicz olan Ike Aranne, Polonya’nın Danzig kentinde doğdu, 10 yaşındayken 1932’de İsrail’e göç etti. Denizi sevdiği için gemilerde çalıştı. Rüşvet verdiği Perlman adlı bir arkadaşı ona bir gemide tayfalık ayarladı. Çeşitli gemilerde çalıştıktan sonra Ike Aranne Londra’da eğitim görerek deniz subayı oldu.

1942’de Filistin topraklarına döndüğünde Hagana’nın çarpışma gücü Palmah hakkında bilgilendi. Kurulan Palyam adlı deniz gücüne katılmak üzere, Palmah’ın kurucusu ve ilk komutanı Yitzhak Sadeh’nin yardımını istedi. O dönemde Palmah bünyesinde profesyonel denizcilere yer vermiyordu. Ike Aranne’nin o zaman sekiz aylık denizcilik deneyimi olduğu için Palmah tarafından bir uzman olarak algılandı.

Exodus, Ike Aranne’nin kaptanlığını yaptığı ilk gemiydi. Göçmen gemisi Exodus’un öyküsü bilindiği gibi 1958’de ünlü yazar Leon Uris tarafından romana dönüştürüldü, 1960’da da başrolünü Paul Newman’ın oynadığı bir filme çekildi. 1997’de de CBS Haber Ajansı’ndan Morley Safer de Exodus’ü konu edinen bir belgesel hazırladı.

Geçmişte Jerusalem Post Gazetesi’nin kendisi ile gerçekleştirdiği söyleşide Ike Aranne, kitabın ve filmin gerçekle benzerlikleri olmadığını ileri sürmüştü.

Aranne’nin Exodus gemisi kaptanlığı 1947’nin 11 Temmuz günü başladı. Hagana mensuplarından oluşan bir ekiple birlikte Fransa’dan sefere çıkan gemi, Holokost’tan kurtulan 4.500 Yahudi göçmeni Filistin topraklarına taşımaktaydı.

Britanya, Arapları yatıştırmak amacıyla Yahudi göçünü yasakladığını açıkladı. İngilizler göçmen gemilerinin yolunu kesiyor, yola çıktıkları limanlara dönmeye zorluyordu. Exodus, Marseille Limanı’nı terk ettikten az sonra, bir ihbar üzerine İngiliz botları tarafından takibe alındı. Bir hafta kadar sonra Eretz İsrael karasularına giren gemi, İngilizler tarafından engellendi.

David Ben-Gurion, geminin İngilizlere teslim olması emrini verdi, ancak Aranne ve ekibi bu emre uymadı. Aranne’ye göre bu emre uymak ileride BM nezdinde bir güçsüzlüğün ifadesi olarak algılanacaktı.

Mürettebatın ve yolcuların İngilizlere karşı direnişi sırasında çıkan çatışmalarda üç kişi öldü, onlarca kişi yaralandı. Ardından İngilizler yolcuları Fransa’ya geri dönmeye mecbur ettiler. Ancak Fransa’ya geri döndüklerinde yolcular gemiden inmeyi reddettiler. Fransız yetkililer de yolcuları indirmek yönünde İngilizlerle işbirliği yapmamayı tercih ettiler. Yolcular Ağustos sıcağında, çok zor koşullarda, yeterli gıdadan yoksun olarak İngilizlerin geminin Hamburg’a doğru yola çıkmasını emredene dek bir ay kadar orada kaldılar. Yorgun, aç ve bitap yolcular Lübeck yakınında bir kampa alındılar.

Dünya kamuoyunun Yahudilere sempati duyduğu Holokost sonrasında, İngiltere baskılara dayanamadı ve politikasını değiştirmek zorunda kaldı. O tarihten sonra yasadışı göçmenler gerisin geriye Avrupa’ya gönderilmedi, Kıbrıs’ta bir kampa alındılar.

Exodus olayı, Ike Aranne’nin yaşamının en önemli dönemi oldu. Okulları dolaşır öğrencilere Exodus olayını anlatmaktan mutluluk duyardı. Exodus’un öyküsü Aranne ve mürettebatını hayatları boyunca etkilemeye devam etti.

Exodus’un kaptanı Ike Aranne, 1993’ten geçtiğimiz çarşamba günkü ölümüne dek dizi dizi odaları, Akdeniz’e bakan kocaman pencereleri ile gemi şeklinde inşa edilmiş bir evde yaşadı. Eşi İrene’in öldüğü 2001’den beri bu evde yalnızdı. Geçen cuma İsrail’in kuzeyinde Givat Haim Kibbutzu’nda toprağa verilen Exodus’un cesur kaptanı Ike Aranne iki kız çocuk, yedi torun sahibiydi.