ANNE FRANK, kampta çocuklara öykü anlatıyordu

Holokost kurtulanı Berthe Meijer’in açıklamaları, Anne Frank hakkında yeni bilgilerin gün ışığına çıkmasını sağladı. 71 yaşındaki Meijer, Frank’ın Bergen Belsen’de yaşamının son haftalarına dek küçük çocuklara moral vermek için onlara peri masalları anlattığını anımsıyor

Nelly BAROKAS Kültür
1 Nisan 2010 Perşembe

Zayıf, güçsüz ve ölüme çok yakın olduğu halde Yahudi genç kız Anne Frank, onlara peri öyküleri anlatmak suretiyle küçük çocukları Nazi kamplarının vahşetinden bir nebze uzaklaştırmak için elinden geleni yapıyordu. Anne Frank’a ilişkin bugüne dek bilinmeyen  bu gerçek, Berthe Meijer tarafından açığa çıkarıldı.

Bergen Belsen’de bulunduğunda 7 yaşında bir çocuk olan şimdi 71 yaşındaki Berthe Meijer’in bu açıklamaları, Anne Frank’ın ölüm kampındaki son haftalarına ilişkin yaşamı hakkında ışık tutmakta.

Anne Frank’ın öykü anlatmakta yetenekli olduğu, Amsterdam’da ailesi ile birlikte iki yıl süresince Nazilerden gizlendiği evde tuttuğu hatıra defterinden anlaşılıyor. Bilindiği gibi Anne Frank’ın hatıra defteri savaştan sonra yayımlandı, birçok dile çevrildi ve Holokost’un simgesi haline geldi.

Berthe Meijer’in bu ay Hollandaca lisanında yayımlanan anı kitabı, kampın umutsuz ortamında Anne Frank’ın bu güne dek bilinmeyen bir yeteneğini, öykü anlatmaktaki yeteneğini vurgulamakta. Meijer’in kitabında Anne Frank’tan sadece birkaç sayfada bahsediliyor. Ancak yazar kitaba “Life After Anne Frank” adını koymayı yeğledi. Çünkü yazar, Anne Frank’ın yaşamış olduğu mekânlarda bulunmuş Holokost kurbanlarının öykülerini anlatmaya devam ediyor. Berthe Meijer Amsterdam’daki evinde The Associated Press’e; “Anne’ın anlattığı öyküler çocukları yaşadıkları cehennemden uzaklaştırıyor, başka diyarlara götürüyordu. Bir çeşit kaçış… Onun kampta anlattığı öyküler prensesleri ve farklı türde canavarları konu alıyordu. Anne’ın öyküleri bazen etrafımızda tanık olduğumuz vahşetlere benzer bölümler içeriyordu” demekte.

Nazi işgalinden önce Hollanda’da 140 bin Yahudi yaşamaktaydı. Kamplara gönderilen 107 bin Yahudi’den sadece 5.200’ü hayatta kalabildi. Meijer Ailesi de savaş öncesinde Frank Ailesi gibi Amsterdam’da yaşamaktaydı. Meijer’lerin evi Anne Frank’ın eğitim gördüğü Montessori okulunun bulunduğu sokaktaydı.

Meijer’ler kendi evlerinde gizlendiler ve ziyaretçileri caydırmak için kapılarına “bulaşıcı hastalık” yazılı bir pankart astılar. 1944’te ailece Bergen Belsen’e sürüldüler, o dönemde 7 yaşında olan Berthe’in ailesi kampta yaşamını yitirdi. Kayıtlara göre Berthe Meijer, Bergen Belsen Kampı’nın Nisan 1945’te özgürlüğüne kavuşturulmasına dek 13 ay kampta esir olarak yaşadı.

NEDEN BU KADAR GEÇ?

Berthe Meijer’in bildiklerini anlatmakta bu denli gecikmesinin birçok sebebi var; en önemlisi yaşadıklarından sıyrılıp psikolojik sağlığına kavuşma çabasının ardından kariyer edinme ve aile kurma mücadelesi. Ayrıca 2006 yılında Bergen Belsen’de düzenlenen anma törenine katıldığında Hollanda Yahudi Cemaati’nden ne kadar az kişinin hayatta kaldığının farkına vardı. Aslında Berthe, Bergen Belsen’deki çocukluk anılarını yıllarca bastırmaya çalıştı, yetim bir çocuk olarak büyüme sürecinde kamplarda yaşanan vahşet onun için konuşulması tabu bir konu haline dönüştü.

“7 yaşında olmasına rağmen çok şeyi anımsayabildiğini belirten Berthe; “Giysilerimiz bitliydi, tifüs salgını vardı, bir yerlerde yarı donmuş vaziyette oturduğumu anımsıyorum” demekte.

Çocukları biraz olsun neşelendirmek için masal anlatması istendiğinde Anne reddedemiyordu, çocukların hevesini kırmak istemiyordu.

Berthe, Anne’ı ve kardeşi Margot’yu son kez kampın revirinde gördü, ikisi de hasta ve üzgündü.

Berthe Meijer büyüdü ve Anne Frank’ın büyüdüğünde olmak istediği gibi bir gazeteci ve yazar oldu. Anne günlüğünde bu arzusunu açıkça ifade etmiş; “Yazdığımda her şeyi değiştirebiliyorum, üzüntülerim yok oluyor, cesaretimi kazanıyorum. Ama asıl sorun şu önemli bir şey yazmayı başarabilecek miyim, günün birinde bir gazeteci veya yazar olabilecek miyim?” sözcüklerini yazmıştı.

Hollanda’nın ileri gelen yazar ve sanatçı çevresinden dostları bulunan Berthe Meijer, çocukluk anıları kendisini hayatı boyunca etkiledi, bugün bile aşırı dolu toplu taşıma araçlarına bindiğinde kendini kötü hissediyor.

Günümüzde Meijer yazdığı yemek kitaplarıyla ülkesinde ünlendi. Kampta açlıktan midesi sırtına yapışan bir kız çocuğunun yemek uzmanı olmasına kendi de şaşırıyor.

Berthe Meijer kitabının sonunda şu ifadeye yer vermekte; “Tarih kitaplarında savaş bitti insanlar özgürlüklerine kavuştu diye yazar. Bu kamplarda bulunmuş ve hayatta kalabilmiş, birtakım yerlerde korkuyla gizlenmiş veya savaş nedeniyle travmatik deneyimler yaşamış kişiler için geçerli değil. Böyle şeyler unutulmuyor, anıların üstesinden gelinmiyor.”