Antwerp başhahamı ile Holokost üzerine…

Belçika’nın Antwerp kenti Başhahamı Rav David Moshe Lieberman geçtiğimiz hafta Aşkenaz Sinagogu’nda gerçekleşen Holokost Anma Töreni’nin onur konuğuydu. Bu vesile ile kendisi ile yaptığımız söyleşide Rav Lieberman savaş yıllarında Fransa’da bir Yahudi genci olarak deneyimini anlattı

Nelly BAROKAS Kültür
29 Nisan 2009 Çarşamba

Konuk Başhaham Rav David Moshe Lieberman aynı zamanda Aşkenaz Sinagogu Haham Akaal’i Rav Mendy Chitrik’in de anne tarafından büyükbabası.

Bilge kişiliği ve üstün hatiplik yeteneği ile tanınan Rav Lieberman, sinagogda yaptığı konuşmada Holokost veya Şoa gibi sözcüklerin yetersiz kaldığını, Yahudi milletinin başına gelenlerin bir adı olamayacağını, hayal edemeyeceğimiz acıların çekildiğini söyledi.

Tora’daki Zahor (hatırla) ve Al Tişkah (unutma) öğretisi doğrultusunda Yahudi milletinin yaşadıklarını hatırlamak için bir araya geldiğimizi belirten Rav Lieberman, Nazilerin Yahudiliği fiziksel olarak ortadan kaldırmayı ve Yahudilik ruhunu yok etmeyi hedeflediklerini, bu nedenle dini kimliğinden uzaklaşanların Nazi ideolojisine hizmet etmiş olacağını vurguladı.

Bir Holokost Kurtulanı olan Rav David Moshe Lieberman, sinagogdaki konuşmasında bu konudaki deneyimine değinmedi. Karşılaştığımız her Holokost Kurtulanı’nı dinlemek, yaşadıklarını kâğıda dökerek daha geniş kitlelerin okumasını sağlamak görevimiz. Bu amaçla Rav Lieberman’ın konuk olduğu torunu Rav Mendy Chitrik’in evine gittim.

Başhaham Rav David Moshe Lieberman’ın konuştuğu 7 lisandan birine karar verdikten sonra söyleşimize başladık.

Bir Holokost kurtulanı olarak öykünüzü anlatır mısınız?

“Holokost kurtulanıyım fakat hiçbir zaman ölüm kamplarında bulunmadım, Fransa’da bir toplama kampına kapatıldım. Almanya’da doğdum, savaş öncesi Belçika’nın Antwerp kentine kaçtık. 15 yaşındaydım. Bu ülke işgal edilince annem ve üç kardeşimle Fransa’ya kaçtık, babam iş icabı İngiltere’deydi.

Fransa’da Toulouse yakınında bir yerde özgürce yaşıyorduk. 1940 sonlarında Fransızlar Yahudileri toplama kamplarına kapattılar. Koşullar çok kötü değildi, herkes birlikteydi, hatta kaşer yemeğe devam edebiliyorduk. Daha sonra gönderildiğimiz kampta durum kötüleşti. Perpignant yakınında bir kamptı. Ben kamptan kaçtım. Kardeşlerim kamptan kaçırılıp ABD’ye gönderildiler.

O dönemde hiç kimse Fransızların Yahudileri trenlerle Nazilere göndereceklerini aklından bile geçirmiyordu. Çünkü o bölge işgal altında değildi. Dünya, Fransızların kendi istekleri ile Yahudileri ölüme yolladıkları gerçeğini pek bilmiyordu. Ben maalesef buna tanık oldum. Kamptaki çocuklara öğretmenlik yapan annem 1942 sonlarında trenle gönderildiği Auschwitz’de öldürüldü.

Benim kamptan kaçtıktan sonra Rav Schneerson’un yanında eğitim görme şansım oldu. Fransa’nın tümü işgal edildiğinde, Rav Schneerson’un eğittiği benim gibi gençler, küçük gruplar halinde gizlenmek zorunda kaldık. Naziler tarafından yakalanan bazı gençler yollandıkları ölüm kamplarında yaşamlarını yitirdiler. Savaş bittikten sonra bir yıl daha Fransa’da kalıp ABD’ye göç ettim. Kardeşlerim ve babamla orada bir araya geldik.

Bir genç olarak, Yahudi milletinin yok edilmekte olduğu duyumunu almış mıydınız?

Polonya’da olanları, Yahudilerin katledildiğini bilmiyorduk. Sonraları trenlerle kamplara taşınanların öldürüldüğünü duyduysak da inanmamayı tercih ediyorduk. Savaş bittiğinde, bir İsviçre gazetesinden tüm olanları okuduğum anı şimdiymiş gibi anımsıyorum. Avrupa Yahudiliğinin yok edildiğini yazıyordu.

ABD’de yaşamınızı nasıl sürdürdünüz?

Çeşitli yeşivalarda dini eğitim gördüm. Gönderildiğim Chicago’da 18 yıl hem din adamı hem de okul müdürü olarak görev yaptım. Ardından 12 yıl Detroit’de dini bir okulun müdürlüğü görevinde bulundum. 1980’de Belçika’da Antwerp Yahudi cemaatinin Ortodoks kesiminin başhahamı oldum.

Holokost deneyiminizi çeşitli forumlarda anlatıyor musunuz?

Öykümü, ölüm kamplarında yaşamını yitirmiş veya hayatta kaldığı halde ruhunu yitirmiş kişilerin öyküleri ile karşılaştırmak mümkün değil. Ölüm kamplarında bulunmuş her kişi büyük acılar çekti, müthiş korkular yaşadı, ruhen ve bedenen yıkıldı.

Yine de anlatmanız gerekir diye düşünüyorum…

Ben Yahudilere farklı şeyler anlatıyorum. Bir din adamıyım. Tora’nın, Yahudiliğin, İsrail ulusunun öğretilerini anlatmak benim görevim.

Bir din adamı olarak Şoa’yı nasıl açıklıyorsunuz?

“Dindar bir adamın kendine yanıtlarını bulamayacağı sorular sormaması gerekir. ‘Şoa neden oldu?’ sorusu çok zor bir soru. Cevabını anlamaya, ya da anlatmaya çalışmıyorum.”

Bir dindar kesimin Yahudilerin o dönemde dinden ve Yahudi kimliklerinden uzaklaştıkları için Tanrı tarafından cezalandırıldıkları şeklinde düşündükleri doğru mudur?

Böyle düşünenler olduğunu sanmıyorum. En azından benim içinde bulunduğum Ortodoks çevrede böyle düşünen yok. Dediğim gibi ‘Neden’ sorusuna her zaman yanıt bulunmuyor. Peygamberimiz Moshe de sık sık ‘Neden’ diye soruyordu, Ona; ‘yanıtı yok’ dediler.

Aşkenaz Sinagogu’ndaki Holokost’u anma töreninde nasıl bir mesaj verdiniz?

Maruz kaldığımız felaketin hala izlerini taşıyoruz. Naziler bizi yok etmek istediler. Dini kimliğimizden uzaklaşırsak Nazi ideolojisine hizmet etmiş oluruz. Din bilinciyle yetişmek bizi yok etmek isteyenlere karşı kazanılmış bir zaferdir.

Rav David Moshe Lieberman’ın torunu Rav Mendy Chitrik ile birlikte fotoğraflarını çektim. Rav Lieberman teşekkürlerime başarı dilekleri ile yanıt verdi.   Söyleşimiz süresince zaman zaman bazı ayrıntıları öğrenmek için büyükbabasına sorular yönelten Rav Chitrik ben kapıdan çıkarken; “Şoa’da yaşadıklarını ilk kez anlatıyor. Kayıt yaptığın kaseti sonra bana verir misin?” dedi usulca.

İlk kez anlatıyor olması tabii ki bana heyecan verdi. Bir Holokost Kurtulanı Rav David Moshe Lieberman’ın anlattıklarını sizlere aktarmanın onurunu taşıyorum.

Antwerp Yahudi toplumu

Belçika’nın Antwerp kentinin 15 bin kişilik Yahudi nüfusu, kent merkezinde tren istasyonu civarında yaşamakta. Son yıllarda laik kesimden gençlerin gürültülü kent merkezinden uzaklaşıp, banliyölere taşındığı gözlemlenmekte…

Varlıkları 1260’lı yıllara dayanan Antwerp Yahudilerini temsil eden iki farklı dini konsey vardır. “The Israelitische Gemeente van Antwerpen Shomre Hadass” adı altında, baş hahamlığını David Moshe Lieberman’ın yaptığı Modern Ortodoks Cemaati Konseyi. Bu konsey, dini Siyonizm değerlerini özümsemiş, İsrail yanlısı bir yol izler. “The Ortodoxe Israelitische Gemeente Machsike Hadass” adlı aşırı Ortodoks Harediler, İsrail dışında New York, Londra ve Paris’ten sonra en etkin Haredi toplumunu oluşturmaktalar.

Yahudi çocukların % 95’i Antwerp’teki üç Yahudi okulunda öğrenim görüyorlar. Kentin Yahudi nüfusu uzun yıllardır pırlanta ticaretinde etkinlik göstermekte. Aralarında pırlanta pazarlama ofisleri, yontma ve parlatma fabrikaları sahibi olanlar bulunduğu gibi, pırlanta brokeri olanlar da var. Pırlanta ticareti halen Yahudilerin temel iş kolunu oluştursa da, son yıllarda bu alanı Hintlilere kaptırmış durumdalar.