Teruma

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
25 Şubat 2009 Çarşamba

Veasu li mikdaş, veşehanti betoham.

Bana kutsal bir yer yapsınlar. Ve onların içinde bulunayım.

Altın buzağı olayı bitmiştir. Tanrı bizleri affetmiş ve bunu simgelemek istemektedir. Bunu simgelemek için de Mişkan yapımını emretmiştir. Dünyada Tanrı adına yapılan tapınaklar içinde bir tek Mişkan çok özel bir yere sahiptir. Çünkü bu tapınak tamamen atalarımızın el emeği ile onlar tarafından yapılmıştır. Birinci ve ‹kinci Bet Amikdaş elbette çok değerlidir. Fakat birincisinin inşaasında ?lomo Ameleh yabancı işçiler de kullanmıştır. ‹kinci Bet Amikdaş zaten galut dönüşünde ve bilginlerin izahına göre birincisinin gölgesi kadar güzellikte inşa edilmiştir. Fakat Mişkan tamamen Tanrı’nın emri ve planı doğrultusunda yapılmış ve her bölümü ayrı ayrı Tanrı tarafından bir vizyonla Moşe Rabenu’ya gösterilmiştir.

Midraş’ın verdiği bilgiye göre Betsalel Mişkan yapımı ile görevlendirildiğinde daha oniki yaşındadır. Bu yaştaki bir çocuğun böylesine komplike bir yapının mimarı olabilmesi pek de akla yatkın olmayan bir seçenektir. Fakat Tanrı Ki Tisa peraşasında bunun cevabını vermekte ve Betsalel’in Tanrı ruhu ve bilgisi ile donatıldığını belirtmektedir. Mişkan çok fazla önemlidir. Fakat atalarımız Mişkan yapımı sırasında bile ?abat kurallarına dikkat etmişler ve ?abat gününü ihlal etmemişlerdir.

Bu gün ne Mişkan ne de Bet Amikdaş yoktur. Bu gün kurbanlar da yoktur. Bizleri ayakta tutan kurumların başında sinagog gelmektedir. Sinagog o zamanların tapınaklarının yerini almıştır. Ancak bizler toplum olarak ne o zamanların Mişkan’ı sinagoglarımıza ne de o zamanların kurbanları olan Tefilalar’ımıza gereken önemi vermemekteyiz. Zohar Akadoş sinagogta Tora ile ilgisi bbulunmayan konuşmaların o insanı Leolam Aba hakkında mahrum ettiğini söyler. Halbuki nedense bazı durumlarda belki de herkes tarafından sinagog bir sohbet yeri olarak görülmekte ve bazı dillerde hiç de hoş olmayan deyim ve terimlerin doğmasına neden olmaktadır. En kutsal yerlerden biri olarak kabul ettiğimiz sinagogların yanlış yerlerde ve kırıcı terimler için kullanılması bizleri elbette rahatsız etmektedir. Bu -ne yazık ki- yerleşmiş terimi veya deyimi ortadan kaldırmak imkansıza yakın bir hayaldir. Ancak bu terim kullanıldığında durumun öyle olmadığını göstermek elbette elimizdedir. Sinagog kutsallığı konusunda gereken hassasiyeti göstermek bizleri maneviyatta güçlendirecek ve böyle terimlerin zamanla yok olmasını sağlayabilecektir. Bazı sinagogların girişinde çok anlamlı bir cümle yazar:

“Da lifne mi ata omed?”

Bil ki kimin karşısında duruyorsun?

Lifne meleh malhe amelahim Akadoş Baruh U.