Diaspora Yahudileri > Tarihi çağlardan komünist idaresine: Çekoslovak Yahudileri -1

Sara YANAROCAK Kavram
18 Şubat 2009 Çarşamba

Çek Yahudilerinin tarihi aşırı antisemit dönemler ile zaman zaman süregelmiş yumuşama politikaları arasında geçen çalkantılı ve trajik olaylarla doludur. Yahudi Cemaati nüfusu, günümüzün modern Slovakya ve Çek Cumhuriyeti toplamında birkaç bin kişi ile ifade edilmektedir

Yahudiler şimdi Çek Cumhuriyeti olarak bilinen ama o dönemde Bohemya, Moravya ve Silezya adlı topraklara 995 yılında yerleşmişlerdi. Bizans İmparatorluğunun o dönem savaştığı pagan toplumlardan Bulgarları yenmesinden sonra, Yahudilerin o topraklara yerleşmesine izin vermişti. O topraklar Polonya, Slovakya, Avusturya ve Macaristan’dı.

Yahudiler bu bölgeye yerleşir yerleşmez derhal Haçlıların saldırısına uğradı. Antisemitzm heryere yayıldı. Müthiş katliamlar yapıldı, dinlerine tecavüz edildi, vaftiz olmaya zorlandılar. Evlerinden atıldılar, işlerini yapmalarına engel olundu. Faizcilik haricinde hiçbir iş yapmalarına olanak verilmedi.

13. yüzyılın ortalarından itibaren, Bohemya, Moravya ve Silezya’ya egemen olan Haçlıların ülke üzerindeki Katolik Kilisesi baskısı başlayınca Yahudilerin yaşamı en trajik noktalarından birine ulaştı.

14. yüzyılın sonlarıyla, 15. yüzyıl baştan sona kanlı geçti. 1389 yılında ortaya atılan bir kan iftirası ile birlikte, ülke çapında bir pogrom, sonrasında ülkeden kovulma (1541) gerçekleşti. Avusturya Arşidükü Ferdinand yönetimindeki Habsburg Hanedanının ülkeye el koyması ile birlikte bu bölge Yahudileri yeni bir döneme girdiler.

Habsburg Yönetimi

Habsburg Hanedanı, o dönem Avrupa’nın en modern ve liberal görüşlerine sahip olmasına rağmen 1551 yılında Yahudilerin tekrar evlerine ve ülkelerine izin verdiği zaman bunun bazı şartları vardı. Yahudiler, onları Hıristiyan halktan ayıracak kıyafetler giymek zorundaydı ve sadece onlara ayrılan gettolarda yaşayabilirlerdi.

Kral II. Rudolf (1576-1611) ve Kral Matias (1611-1619) dönemlerinde biraz özgürleşen Yahudilerin getto duvarları dışında yaşamalarına izin verildi. Zaman içinde kıyafet, seyahat ve ticaret yapma izinleri verildi. Hatta normal yurttaş haklarına da sahip oldular.

Habsburg yönetiminin bu  “Altın Çağ”ında Yahudilere istedikleri yerde oturma ve eğitim alma hakları da verildi. Böylece ortaya güçlü tüccarlar, doktorlar, çiftçiler ve bankerler çıktı. Birçok Yahudi çevredeki yakın büyük kentlere göç ettiler ve oraya yerleştiler.

Bohemya, Moravya ve Silezya Yahudi cemaatleri yavaş yavaş yükselmeye taşlayınca, devlet yöneticileri 1689 yılında Prag’da bulunan büyük tarihi gettoyu tamamen yakıp kül ettiler. Ülkedeki tüm Yahudiler, ellerindeki tüm malvarlıklarını harcatarak yeni bir getto inşa etmelerini emrettiler. Bu Prag Gettosu’nun başına gelen ne ilk ne de son felaketti. Yüzyıllar boyunca bu zorbalık defalarca tekrar edildi.

Bu dönemde öne çıkan en önemli Yahudi kişilik Rabbi Yehuda Löw idi. (Rabbi Judah Löw veya Rav Yehuda ben Betzalel Levai, kısaca “Maharal”) 1525-1609 yılları arasında Prag’da yaşamış önemli bir din bilgini ve kabalistti. 36 yıl boyunca cemaatinin başhahamlık görevini sürdürmüştü. Kral II. Rudolf’un huzuruna davet edilmiştir. Kral onunla Kabala ve efsanevi varlık Golem’in öyküleri hakkında konuşmuştu. Golem adlı efsanevi kahramanın o dönemde Yahudi halkını koruduğuna inanılırdı. Bu öykü daha sonra tüm dünyaya yayılmıştı.

Bu iki kralın saltanatından sonra ülkedeki Yahudileri yeni felaketler bekliyordu. 1726’da ülkeye yayılan yeni bir antisemitizm dalgasıyla Yahudiler yine şehirden dışarı atıldılar. Her aileden yalnızca tek bir oğula evlenme hakkı tanındı. 1745 yılında Kralice Maria Theresa tahta çıkar çıkmaz Yahudileri Prag’dan sınırdışı etti. Ancak üç yıl sonra eskiden verdikleri verginin on katı fazla vermeleri koşulu ile onları şehre yeniden kabul etti.

1780 yılında ölen kraliçeden sonra tahta çıkan oğlu II. Jozef, Kutsal Roma İmparatoru olarak tahta çıktığında Avusturya, Macaristan ve Bohemya’ya hükmediyordu. II. Jozef’in idaresindeki Yahudiler ilk kez refaha kavuştular. Normal halk arasına kabul edilen Yahudiler böylece asimilasyon ve Almanlaştırma politikasının bir parçası haline geldiler.

1890 yılında Bohemya’da 94.599 ve Moravya’da 45.324 Yahudi yaşıyordu. O dönemde yükselmeye başlayan Çek ve Alman milliyetçiliği, aralarında yaşayan Yahudileri taşıyamamaya başladı. İki akımın arasındaki olan husumetten, aslan payını tabii ki Yahudiler aldılar. 1897’de müthiş bir pogrom ile biçildiler. 1899 yılında ise Hilsner Olayı patlak verdi. Bu olay daha önceki yüzlerce örneği gibi yine bir kan iftirasıydı. Bohemyalı bir Yahudi olan Leopold Hilsner, küçük bir kızı dini sebepler yüzünden öldürdüğü iftirasıyla tutukladılar ve ölüme mahkum ettiler. Suçsuzluğunu ispatladı ve Avusturya Kralı I. Karl tarafından affedildi. Fakat antisemitizm fitili yeniden ateşlendiğinden taciz ve sürgünlere yeniden başlatıldı.

Çekoslavakya’nın Bağımsızlığı

I. Dünya Savaşı’nın hemen ardından Avusturya-Macaristan İmparatorluğu çökünce Bohemya, Moravya ve Silezya bağımsızlıklarını 1918 yılında ilan ettiler ve Çekoslavakya adı altında birleştiler. Yahudiler Çekoslavak ekonomisinde anahtar rolü oynadılar. Tekstil, gıda ve kağıt endüstrisinde lider oldular. Yahudi Ulusal Konseyi’ni kurdular. Tüm eyaletlerin Yahudileri tek cemaat haline geldiler. O ülkenin vatandaşları olarak tüm haklarını aldıkları gibi, Yahudi olarak da dinen özgür oldular. Resmi dernek ve okullar kurdular.

Bu dönemde yaşanan siyasi ve kültürel özgürlüğün sonucunuda, kültürlü Yahudiler arasında Siyonist akım güçlenmeye başladı. Yeni okullar ve sinagoglar inşa edildi. Holokost dönemi bu mutlu ve huzurlu yükseliş döneminin sonu oldu.

Holokost Dönemi

1933 yılında Hitler iktidara gelince, Avusturya, Macaristan ve Almanya’daki 356.830 Yahudi Çekoslovakya’ya sığındı. 1938 yılında Hitler Südet Bölgesi’ni ilhak edince tüm Çekoslovakya idaresini ele geçirmiş oldu. 20.000 Yahudi derhal tutuklanarak öldürüldüler. Bazıları kaçabildi. Fakat savaşın sonuna kadar 77.000 Çekoslovak Yahudisi Nazilerin elinde öldüler.

Komünist idaresi dönemi

Holokost’tan sonra Çekoslovakya, Sovyet idaresi altına girdi. Birçok Yahudi o dönemde İsrail’e kaçtı. Daha sonra resmi olarak İsrail’e göç etmeye başladılar. 1948 yılında İsrail’in bağımsızlık savaşı için Çekoslavak hükümeti silah yardımı yaptı. Çekoslovakya Birleşmiş Milletler’de İsrail’i ilk tanıyan ülkeler arasına girdi.

devam edecek...