Başkanlık Obama’ya hediye

Türkiye’de bayram tatili sebebiyle piyasalar kapalıyken dünya 1929’dan beri belki de en büyük krizini yaşadı. Belki kriz 1929 krizinden de büyük.

Alber NASİ Köşe Yazısı
15 Ekim 2008 Çarşamba

Türkiye’de bayram tatili sebebiyle piyasalar kapalıyken dünya 1929’dan beri belki de en büyük krizini yaşadı. Belki kriz 1929 krizinden de büyük.

Mali olarak tüm dünyanın bu krizden etkileneceği kesin. Kriz, herşeyden önce varolan sisteme olan güveni iyice sarsması ve hatta kapitalizmi yüksek sesle tartışmaya açmasından dolayı önemli.

ABD Merkez Bankası ve Hazinesi’nin 850 milyar dolarlık, AB’nin 2,5 trilyon euroluk destek paketlerini açıklamasının ve bankalara sermaye aktarımının gerçekleştirmeye başlamalarının ardından panik havasının durması pek de sürpriz değil.

Belirtilen destek paketlerinin kaynağı henüz açıklanmamıştır. ABD ve AB merkez bankaları aslında kaynağı olmayan bir parayı piyasaya sürmüştür bile. Zaten günümüzde paranın basılması için darphanenin çalışmasına bile gerek yok. Birkaç tuşa dokunarak bu para piyasaya verilmiştir.

Çok kısa süre sonra,  yaratılan bu paranın enflasyon olarak dünyaya geri döndüğünü göreceğiz.

Bu arada borçlar halen borç olarak orda durmaktadır. Özellikle ABD halkı son derece büyük bir borç içindedir.  Resesyon korkusu ve likidite sıkıntısını aşmak için faiz oranları iyice düşürülmüştür. Ancak yaşanan güven probelmiyle özel kişiler alışıldık ucuz yollardan kredi bulamayacaktır.

ABD II. Dünya Savaşı öncesi Almanya’nın yaşadığını yaşamkatadır. Ekonomik olarak yaşanan bu kriz orta vadede siyasi radikalleşmeye ve ABD’de sistemin sorgulanmasına kadar değişik sonuçlara sebep olacaktır.

Göreceli olarak Avrupa ve hatta Rusya’ya göre son derece cahil olan ABD halkının radikalleşmesi çok da imkân dışı değildir. Evi alınan, kredi borçlarını ödeyemeyen şimdiye kadar depolitize edilmiş orta sınıf ve orta altı sınıfın politize olması ne gibi sonuçları doğurur bilinmez.

Bu noktada antisemitizm en büyük tehlike olarak ortaya çıkacağı muhakkaktır. Kaldı ki şu anda ABD’de ekonomik konularda önemli karar mercilerinde olanlar ve bugünkü durumdan birinci derecede sorumlu tutulacak olanların hemen hepsi Yahudi’dir. 

Bu arada ABD Başkanlık seçimlerinde Beyaz Saray’ın anahtarları bir sürpriz olmazsa Demokrat Siyahî Başkan adayı Barak Obama’nın cebine konulmuştur.

Barak Obama, seleflerinden çok daha dikkatli davranarak kucağına bırakılan krizi başarıyla çözmek zorundadır. Aksi takdirde radikalleşmenin ve ABD halkında kutuplaşma kaçınılmazdır.

Şimdilik dondurulan ve rafa kaldırılan ekonmik kriz çok değil altı ay sonra karşımıza resesyon,  durgunluk ve Xenophobia(yabancı düşmanlığı) olarak geri dönecektir.

Ancak çok değil iki sene sonra gelişmekte olan Çin ve Hindistan herşeyi unutturacak hızda gelişerek ekonominin çarklarının alışıldığı biçimde dönmesine yardımcı olacaktır.

Bir an için Karl Marx haklıydı dense ve mevcut sistemler tartışmaya açılsa bile kapitalizm ve para babaları halen sistemin değişmesini engelleyecek kadar güçlüdür.