İftar sofrasında bir kez daha toplandık

Musevi Cemaati’nin bu yıl dokuzuncusu gerçekleşen geleneksel iftar yemeği 17 Eylül gecesi Neve Şalom Kültür Merkezinde gerçekleşti.

Ester YANNİER Toplum
24 Eylül 2008 Çarşamba

17 Eylül Çarşamba akşamı Neve Şalom Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar yemeğinde İstanbul Valisi Muammer Güler ve yardımcıları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş ve yardımcıları, İstanbul’un bir çok ilçesinin belediye başkanları  ve yardımcıları, ilçe kaymakamları, il emniyet müdürleri, müdür yardımcıları, ilçe emniyet müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürü, ilçe müftüleri, Vakıflar merkez ve bölge müdürlükleri mensupları, İstanbul Defterdarı davet edilenler arasındaydı.

İftarda ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, çeşitli ülkelerin diplomatik misyon temsilcileri, İstanbul’un bazı üniversitelerinin öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluşları başkan ve üyeleri, semavi dinlerin ruhani liderleri, Hahambaşı Rav İsak Haleva, Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, Aşkenaz Cemaati Başkanı Av. Binyamin Poluman, Hahambaşılık Müşavirleri, Bet-Din üyelerinin yanı sıra dernek kurum ve kuruluşlarının başkan ve yardımcıları ile basın mensupları hazır bulundular.

Bu yılki iftar yemeğine katılamayan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın gönderdiği mesaj okundu.

500’ü aşkın  kişinin katıldığı yemek, okunan ezan ile başladı. Yemeğin ardından gecenin sunuculuğunu üstlenen Cemaat Başkan Yardımcısı Moris Levi konuşmasında; “ (…)Bu gün burada  iftar ibadetlerini ifa eden Müslüman kardeşlerimizi bu mütevazi soframıza konuk etmekten, onlarla lokmamızı paylaşmaktan onur duyuyoruz.” dedikten sonra Hahambaşı Rav İsak Haleva’yı kürsüye davet etti.  Hahambaşı Rav Haleva konuşmasında “Hemen hepimizin günlük işlerimizin ağır baskısı altında pek sık bir araya gelme imkânını bulamadığımız bir gerçekse de, böylesi vesilelerle bir sofra etrafında ekmeğimizi suyumuzu paylaşabilmeyi, ben kendi payıma Tanrı’nın bu güzel ülke evlatlarına bir lütfu olarak değerlendiriyorum.

Kimimiz camide, kimimiz sinagogda, kimimiz kilisede kendimizce yakarıyor olabiliriz Ulu Tanrı’ya. Farklılıklarımız ülkemizin zenginliği, memleketimizin haklı övüncüdür.

Bu memleket, bu millet, bu halk için aynı özlemleri paylaşıyor, aynı hedefleri amaçlıyor, aynı dileklerde bulunuyor, aynı duaları terennüm ediyoruz. Bu iftar sofrası, anlatmaya çalıştığım gerçeğin görünen yüzlerinden biridir.” dedikten sonra aynı günlerde kutlanacak olan Roş Aşana ve Şeker Bayramı’nın hayırlara vesile olması dilekleriyle konuşmasını tamamladı.

Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya Yahudi Cemaati’nin verdiği geleneksel iftar yemeğinin 9 yıl önce mütevazi bir şekilde başladığı ve bu günlere ulaşıldığını aktararak başladığı konuşmasında: Bu dostluk şöleni; asırlardır bu vatanın bir parçası olarak yaşayan Türk Yahudilerinin içinde yaşadığı toplumun kültürü, örf ve âdetiyle ne denli bir uyum içinde yaşadığının ve geniş topluma ne denli saygı duyduğunun bir ölçütü olarak değerlendirilmelidir diye düşünüyorum.

 Temelde aynı Tanrı inancını paylaşan Musevilik ve Müslümanlık arasında örf, adet ve kültürel benzerliklerden kaynaklanan etkileşim; her iki inanç mensuplarının birlikte ve bir arada mutlu ve huzurlu birer yaşam sürdürdükleri coğrafyalarda tarihin hafızasına kaydedilmiş bulunmaktadır. İftarınız mübarek, irfanımız hep hayırlara temel olsun.    

Bu iftar yemeklerine diğer dini temsilcilerinin de katılması, özellikle bu seviyede tesis edilmeye çalışılan dostluk ve anlayışın bir göstergesidir. Samimi dileğimiz; bu dostluk ve anlayışın toplumlarımızın tabanına yayılmasıdır.

(…)Başta İstanbul İl Emniyet Müdürümüz Sayın Celalettin Cerrah Beyefendiye, ilçe emniyet müdürlerimize ve İstanbul Emniyeti’nin tüm şube müdürlerine, yardımcılarına ve bu hizmette görev alan tek tek tüm fertlerine huzurunuzda teşekkür etmeyi borç biliyorum.

Bizi her zaman o güven verici tutumuyla kabul edip endişelerimizi dağıtan çok değerli Valimiz Muammer Güler Beyefendiye sonsuz şükranlarımızı sunmak isterim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, gerçek bir İstanbul Beyefendisi Dr. Mimar Sayın Kadir Topbaş’a huzurlarınızda en içten teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

Kurumlarımızın pek çoğunun bulunduğu Beyoğlu’muzun, şimdi bir yurt dışı seyahati nedeniyle aramızda bulunamayan Belediye Başkanı Sayın Ahmet Misbah Demircan’a, Şişli de her zaman bizlere  her türlü desteği hiç düşünmeden veren  kurumların yardımına koşmasıyla tanınan Şişli Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Sarıgül’e, kurumlarımıza desteği yanında belediyesine ait tesislerden yararlanmamıza olanak sağlayan Beşiktaş Belediye Başkanımız Sayın İsmail Ünal’a, adalardaki çalışmalarımızda desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen Adalar Belediye Başkanımız Sayın Coşkun Özden’e, Haydarpaşa ve Caddebostan sinagoglarımızla ilgili olarak bize her konuda yardımcı olup bizlere yol gösteren şu anda yurtdışında bulunan Kadıköy Belediye Başkanımız Sayın Selami Öztürk’e, Balat Or Ahayim Hastanesinin de yer aldığı  Fatih İlçemizin değerli  Başkanı Sayın Mustafa Demir’e, Bakırköy Belediye Başkanımız Sayın Ateş Ünal Erzen’e, Sarıyer Belediye Başkanımız Sayın Yusuf Tülün’e, Üsküdar Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Çakır’a şahsım ve cemaatim adına yürekten teşekkür ediyorum.” dedikten sonra  iftar yemeğini veren Ortaköy Cemaati Vakfı, Neve Şalom Sinagogu Vakfı ile yemekleri hazırlayan Barınyurt  ve Barıyıldızlara da teşekkür etti. 

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mim. Kadir Topbaş ise: “Ramazan gibi zaman dilimleri bir arada olmak için özel zamanlardır. Bu ay toplumsal dayanışmanın, yardımlaşmanın, kaynaşmanın, sevginin kardeşliğin zirveye çıktığı bir aydır. Bencilliğe başkaldırmanın başkalarını da düşünmenin ve güvenmenin hatırlandığı ve insanların sempati yapabilme yetenek ve alışkanlığını kazandıkları bir aydır ramazan. Bütün bunlar aslında çağımızda insanlığın karşı karşıya olduğu sorunlara getirilebilecek köklü çözüm önerileridir. İstanbul asırlardır bu güzelliği ve birlikteliği paylaşıyor ve yaşıyor. Müslümanların dini bayramlarında, Musevi ve Hıristiyanların kutsal günlerinde hep birlikte olduk ve coşkuları birlikte paylaştık. Geride güzellikler bıraktık, bu umutlarla geleceğe birlikte adım atıyoruz. Gündemimizde medeniyetler çatışması, medeniyetler buluşması gibi kavramlar var. Hattı zatında çatışma, demokrasi, insan hakları, eşitlik, adalet, hoşgörü gibi evrensel değerleri savunanlarla bu değerlere karşı duranlar arasında olduğunu ifade etmek istiyorum.

Bugün bize sofralarını açan ve dokuz yıl önce beraber başlattığımız on altı kişilik bir sofrada ve yüzlerce dostumuzun bir araya geldiği bu güzel duygulaşmanın gururunu yaşadığımı ifade ediyorum.” dedi.

İstanbul Valisi Muammer Güler: “Bizleri bir arada toplayan belki de güzel günlerimizin, inanç değerlerimizin bizi buluşturduğu nokta, karşılıklı saygı, sevgi, hoşgörü ve uzlaşı anlayışıdır. inançlarımız farklı olsa da bizi bir araya getiren, ortak kılan çok değerli oluşumlar var. Aynı vatanı paylaşıyoruz, vatandaşlık kimliğimizde de ve ortak kimliğimizde de beraberiz. Bunlar bir arada olmamız için güçlerimizi birleştirmemiz için yeterde artar bile. Evet, bu mübarek günlerde elbette ki hem yardımlaşma duygularımızın, hem paylaşma duygularımızın arttığını biliyoruz ve bunların da çok önemli olduğuna bir kez değinmek istiyorum.” sözleriyle duygularını dile getirdi. Vali Güler ayrıca onun eline ulaşan Onursal Başkan Bensiyon Pinto’nun “Anlatmasam Olmazdı” kitabına değinerek: “Sayın Pinto, anlatmasan olmazdı. Çünkü eğer anlatmasan, bu mekanda bir sene önce beraber ağladığımızı kimse bilmezdi. Eğer anlatmasaydınız, teröre karşı insanlık dışı hareketlere karşı olan beraberliğimizi, birlikteliğimizi kimse bilemezdi. Belki anlatmasan, bu toplumun bilerek veya bilmeyerek yaptığı veya sebep olduğu olumsuzlukları kimden gelirse gelsin, kim sebep olursa olsun, onları bilmeyebilirdi. Onları anlatacaksınız ki, insanlar belki bunlardan ders alarak, daha iyiye götürebilecek. Ağzınıza sağlık. İstanbul’da Ramaza’nı anlamına uygun şekilde gerçekten bu sofralarla izah etmiş olduk ama tekrar altını çiziyorum, yardımlaşmayı, paylaşmayı, hep göz önünde tutalım. Çünkü paylaşan toplum, huzuru yakalayan bir toplumdur” dedi.

İftar yemeği, Hazan Araşi Hazan David Sivi ve Beyoğlu Müftüsü Turgut Açari’nin okudukları dualarla son buldu.

Konuklara Afyon Kocaeli Üniversitesi tarafından hazırlanan ve II. Dünya Savaşı sırasında Fransa Büyükelçisi Behiç Erkin anısına gerçekleştirilen “Karanlığı Aydınlatan Türk” adlı cd hediye edildi.