3500 yıllık bir rüya

Bu yıl Ramazan Bayramı ile Roş Aşana’nın aynı tarihe denk gelmesi çok güzel bir rastlantı. Bu rastlantının tüm dünyada her iki dinin mensupları için hayırlı olmasını ve dinler arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oluşturmasını dilerim.

Yakup BAROKAS Köşe Yazısı
24 Eylül 2008 Çarşamba

Vali, belediye başkanları, emniyet müdürleri, kaymakamlar, dini liderlerin de aralarında yer aldığı beş yüz konuğu aşan bir topluluk bir araya gelerek Neve Şalom’da Kuran ve Tevrat’ın aynı anda, peş peşe okunmasını dinlediler. Aynı ülkenin kaderini paylaşan yurttaşların, dinleri ne olursa olsun, böylesine kutsal bir ortamda kaynaşmalarından daha anlamlı ne olabilir ki…

İstanbul Valisi Muammer Güler iftar yemeğinde yaptığı konuşmada; “Musevi Cemaati Onursal Başkanı Bensiyon Pinto’nun imzalı kitabı bugün elime ulaştı. Kitabın başlığı şöyle: Anlatmasam olmazdı. Bensiyon Pinto tabii ki anlatmasan olmazdı, yoksa beş yıl önce, terör saldırısı sonrasında, bu mekânda baş başa ağladığımızı sınırlı bir kitle dışında kim bilebilecekti” sözleriyle herkesin duygularına tercüman oldu.

* * *

Yahudilikte, Tişri ayının ilk ve ikinci günü kutlanan Roş Aşana, dinsel yılbaşı olarak kabul edilmektedir. Diğer bir deyişle Roş Aşana kutlanması gereken mutlu bir gündür; aileler bir araya gelir, zengin yemekler ile bezenmiş ve her zamankinden daha özenle hazırlanmış bayram sofrası etrafında neşe içinde toplanılır, karşılıklı olarak sağlıklı bir yeni yıl dileğinde bulunulur.

Ne var ki okunan dualarda bu mutluluğa en ufak bir değinme yoktur, hatta bir şükran ve mutluluk duası olan “Halel” bile okunmaz ve atlanır; yargı gününün endişesine odaklanırız sanki… Görünüşteki bu çelişkiyi açıklamak mümkün müdür?..

Rav Ephraim Nisenbaum bu çelişkiye değinmeden önce daha genel bir soruya yanıt arıyor: “Biz Yahudileri yaşantımızın belli evrelerinde mutlu kılan nedir?”

Örneğin Brit-Mila sırasında bebek birkaç saniye için bile olsa acıdan feryat ederken niye “Mazal Tov!” diye sevinir veya Bar-Mitzva töreninde oğul dinsel sorumluluklarını yüklenirken baba Tanrı’ya ‘beni bu yükümlülükten kurtardın’ diye şükranlarını sunar? Hupa’nın altında özgürlüğünden vazgeçip yeni bir yaşam yolunda karşılıklı görevler üstlenen çiftler niye sevinç içindedirler?

Hayatımızın her önemli dönüm noktasında bizleri mutlu kılan, yüklenilen bu yeni sorumluluklar ve daha zengin bir kişiliğe doğru açılan yeni ufuklardır.

Roş Aşana’da çelişki gibi görünen durum da aynı nedenden kaynaklanmaktadır; her yılbaşı Tanrı katında eylemlerimizden dolayı yargılanmadan önce yeni yılda yükleneceğimiz sorumluluklardan dolayı mutluluk duyarız.

* * *

Martin Luther King, “I have a dream” (Bir Rüyam Var) başlığını taşıyan ve sözlü edebiyatın başyapıtları arasında kabul edilen tarihi konuşmasını, 28 Ağustos 1963 tarihinde 300.000 kişinin karşısında, Washington DC.’de gerçekleştirdi.

Barack Obama’nın ABD Başkan adayı olması ile gündeme sık sık gelen bu tarihi konuşmada Martin Luther’in yürekten inandığı sözler ırk ayrımcılığına karşı onurlu insanların sergilemeleri gereken duruşu simgelemekte.

Biz Yahudilerin de 3500 yıllık bir rüyaları var; özgür bireyler olarak yaşamanın, dini kimliğimizden dolayı dünyanın hiçbir köşesinde ayrımcılığa tabi tutulmamanın, aşağılanmamanın rüyası. Ve Roş Aşana Bayramı’nda her birimiz bu rüyayı anımsar, Tanrı’dan insanların birlik içinde yaşayacakları, kötülük ve adaletsizliklerin hüküm sürmeyeceği bir dünya için dua ederiz.

Dualarımızın gerçekleşmesi dileğiyle ŞANA TOVA…