Kuaför Mossad Ajanı

Kabalıkta, edepsizlikte sınır tanımayan bu komedi filmi bayağı mizahıyla izleyiciyi sinirlendirirken, hınzırca sunulmuş komik durumlarıyla çok eğlendiriyor. En bayağı, kaba, edepsiz, arsız, vülger espri ve durumları bir biri ardına sıralayıp, izleyiciyi şoke etmek, tuvalet mizahına bel bağlamak filmin ana malzemesi.

Viktor APALAÇİ
27 Ağustos 2008 Çarşamba

Adam Sandler’in sürüklediği “ZOHAN’A BULAŞMA” Ortadoğu sorununa mizahın penceresinden bakıyor

Ancak film en absürd, en uçuk, en çılgın, en saygısız durumları, en itici görsel ve sözel şakaları, bir espri bombardımanı içinde sunarken izleyiciyi eğlendiriyor. Senaryo yazarı-aktör Adam Sandler tek kelimeyle müthiş

Kalabalıkta sınır tanımayan “Borat” filmi, edepsiz mizahıyla izleyiciyi sinirlendirmişti. Bu hafta vizyona giren “Zohan’a Bulaşma / You Don’t Mess With Zohan”, “Borat’ın izinden giden bir komedi.

Tek farkla ki, “Borat’ın yazar-oyuncusu İngiliz Sacha Baron Cohen ne derece itici ve sevimsizse, “Zohan’ın yazar-oyuncusu Adam Sandler o derece karizmatik, esprili ve sevimli.

Yahudi kökenli birer İngiliz ve Amerikan ailerine mensup Cohen ile Sandler’in tek müşterek noktaları, kabalığa ve saygısızlığa dayalı birer komedi filmine imza atmaları. En bayağı, kaba, edepsiz, arsız (fransızların çok sevdikleri deyimiyle vülger) espri ve durumları bir biri ardına sıralayıp, izleyiciyi şoke etmek, “tuvalet mizahına” bel bağlamak, bu tür filmlerin ana malzemesi.

“Güldürmek için her yol mübahtır” düsturu ile yola çıkan “Zohan’a Bulaşma”nın senaryosu içlerinde Amerikan sinemasının popüler komedi oyuncusu Adam Sandler’in de bulunduğu üç kişilik bir yazar kadrosunun elinden çıkma.

Bu senaryo, en bayağı, en absürd, en uçuk, en çılgın, en saygısız durumları, en itici görsel ve sözel şakaları, bir espri bombardımanı içinde sunarken, izleyiciyi eğlendirmeyi amaçlıyor. Filmin büyük silahı Adam Sandler’in sempatikliği sayesinde amacına da ulaşıyor.

Filmin bir meziyeti de Ortadoğu krizini eğlenceli hale getirmeyi amaçlaması, çıkarılacak dersler sunması.

 

KALABALIKTA SINIR YOK

İyimser finaliyle, “Zohan”, Ortadoğu krizinin, İsraillilerle Arapların ortak çabasıyla bitmesi gerektiğini savunuyor. Film boyunca birbirlerinin gırtlağına yapışan iki taraf, filmin sonunda, yaşadıkları mahalleye huzur getiren ortak bir yol buluyorlar.

İki tarafa mizahın acımasız gözlüklerinden bakan film, tarafsızlığını, yapıldığı ülkeyi, ABD’yi insafsızca eleştirerek gösteriyor. Son ABD devlet başkanlarını, eşleri üzerinden hicveden film, Arap, Yahudi ve siyah düşmanı Amerikan faşistlerini de teşhir ediyor, Amerikan kapitalizmini de eleştiriyor.

İsrail-Arap savaşına mizahı bir yaklaşım getiren film “hayatta kalmak için anlaşmak zorundayız” mesajını verirken, iyi niyetli, kardeşlik ve barış çağrısında bulunuyor.

2000 yıldır süregelen kronik bir ihtilafa, mizahın acımasız gözlükleriyle bakan film, Ortadoğu krizini eğlenceli hale getirmeyi amaçlıyor. Film görünüşleriyle, huylarıyla, tepkileriyle birbirlerine çok benzeyen, aynı coğrafyayı paylaşan Yahudilerle Arapların ihtilaflarının komik yanlarını da gözlere seriyor. Bu uğurda tarafları bağnazlıklarıyla, tutuculuklarıyla, inatçılıklarıyla, hoşgörüsüzlükleriyle hicvediyor.

ORTADOĞU SORUNUNA İYİMSER FİNAL

“Zohan’a Bulaşma”, Adam Sandler’i yönetmen Dennis Dugan’la “Damadı Öpebilirsin”den sonra ikinci kez biraraya getiriyor. Steven Spielberg’in “Münih”inden esinlenen filmin kahramanı Zohan Dvir (Adam Sandler) ünlü bir Mossad ajanı ve efsanevi bir anti-terörist’tir.

Filistinli teröristlere dünyayı dar eden, ünlü Fantom’u (John Turturro) yakalayıp İsrail devletine teslim eden Zohan ölümcül bir komandodur. Her türlü daşmanı alt edebilecek kadar marifetli, kadınlar konusunda da uzmandır. Şakacı, teşhirci, on parmağında on marifet bu zampara adamın cazibesine karşı koyacak kadın yoktur.

Ancak bu yetenekli adamın tek bir rüyası vardır: kuaför olmak. Ajanlık hayatından yorulduğunu, New York’a gidip ünlü kuaförlerin yanında çalışmak istediğini söylediği yaşlı anne-babası, kendisini “nonoşluk yapma” diye ciddiye almazlar.

Teröristlere karşı giriştiği bir savaşta kendini ölmüş gibi gösteren komando, New York cıngılında yeni bir hayata başlar. Orada tutunmanın yolunun kadınların gönlünü fethetmekten geçtiğini gören kuaför Zohan, genç yaşlı demeden tüm kadın müşterilerinin jigolosu olur. Bu arada, çalıştığı dükkanın Filistinli genç ve güzel sahibesine aşık olur.

Filistinli bir taksi şoförü (Rob Schneider) kendisini tanıyınca, komandoluk hayatının eski düşmanlarının hedefi haline gelir. Esir mübadelesinde serbest kalıp, New York’ta bir döner zincirinin sahibi olan Fantom, zamanında kendisini yakalayan Zohan’dan intikamını almak için fırsat kollar.

Mantığa dayanamayan, eğlendirmek için biraraya getirilen bir tesadüf zincirini hınzırca sunan film, Ortadoğu sorununa iyimserlikle yaklaşan bir finalle noktalanıyor.

Başroldeki üç ünlü erkek aktör filmin başarısında hisse sahibi oluyorlar. Baştan sona sürüklediği filmde Adam Sandler, inişli çıkışlı kariyerinde bir başarıya imza atarken, eski tüfeklerden John Turturro, Fantom rolünde, nefis bir terörist karitürü çiziyor.

Aralarında ezilmeyen Rob Schnerder, Filistin’li şoför Salim’de kariyerinin en başarılı kompozisyonunu çiziyor.

(Don’t Mess with Zohan) Yönetmen: Dennis Dugan Senaryo: Adam Sandler,

Robert Smigel, Judd Apatow

Görüntü: Michael Barrett Oyuncular: Adam Sandler,

John Turturro, Emmannuelle Chrigui, Nic Swardson, Lainie Kazan, İdo Mosseri, Rob Schneider, Dave Matthews