“Evet” ile renklenen hayat

Hayata yenik düşmüş, asosyal ve negatif bir insanın, her teklife “evet” demeye karar vermesinden sonra yaşadıklarını anlatan seviyeli bir komedi izliyoruz. Bir İngiliz yazarın kişisel deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı roman, filmde Amerikan yaşamına uyarlanmış. Günümüz sinemasının Jerry Lewis’i, Hollywood’un en iyi komedyeni Jim Carrey filmi baştan sona sürüklüyor

Viktor APALAÇİ
28 Ocak 2009 Çarşamba

‘BAY EVET’, hayata olumlu yaklaşmanın evet demekten geçtiği mesajını veriyor.

Film dağıtım şirketlerinin ellerindeki ağır topları vizyona sokmak için Oscar adaylarının açıklanmasını bekledikleri bu haftalarda orta karar filmlerle yetinmek durumunda kalıyoruz. 6 Şubat’tan itibaren Altın Küre Ödülleri’ni kazanan ve Oscar’a aday olan filmleri izlemeye başlayacağız.

Son üç haftadır yaşadığımız kısır dönemin, izlenmeyi hak eden ender filmlerinden biri, Jim Carrey’in baştan sona sürüklediği “Bay Evet / Yes Man.” Hayata yenik düşmüş, asosyal ve negatif bir insanın, her teklife “evet” demeye karar vermesinden sonra, yaşadıklarını anlatan seviyeli bir komedi ile karşı karşıyayız.

Karısı tarafından terkedildikten sonra hayata küsen, insanlardan kaçan, bezgin ve asosyal bir kişiliğe bürünen bir bankacının öyküsünü anlatan film bir İngiliz yazarın kişisel deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı bir romandan alınmış.

Sevgilisinden ayrıldıktan sonra kendini evine kapatan, insanlardan kaçan ünlü İngiliz mizah yazarı Danny Wallece, eski mutluluğunu yakalaması için, “daha çok evet demelisin” tavsiyesini uygulamaya başlamasından sonra yaşadıklarını bir romanda anlatmaya karar vermiş.

Filmin önemli bir mesajı var: Hayata olumlu yaklaşmanın, pozitif davranmanın, evet demeye yatkın olmanın önemli olduğunu vurguluyor. İsmini ilk kez duyduğum bir yönetmen olan Peyton Reed, üçlü bir senaryo ekibinin, Amerikan yaşamına uyarladıkları İngiliz romandan iyi bir film yapmayı başarmış. “EVET” GURUSUNUN TELKİNİ

Günümüz tüketim toplumunda insanların mutsuz olmaları için sayısız  sebep var. İş hayatının rutinliği, sosyal sorunların kadın – erkek ilişkilerine negatif yansımaları, şehir hayatının yoruculuğu insanları giderek daha mutsuz kılıyor. Düşünce kalıpları negatif davranışlar tarafından esir alınmış, mutsuz, tatminsiz kişiler, kolaylıkla “hayırcı”ya dönüşüyor. Ellerinde olmadan, çevrelerini üzmekten, sürekli sorun yaratmaktan, huysuzluk yapmaktan, yerli yersiz eleştirmekten keyif alır hale geliyorlar. Kuşandıkları olumsuzluk zırhıyla, “Bay Hayır’cılar”, müşkülpesent kişiliklerini, komplekslerini gizlemeye çalışıyorlar. Filmin başında, hayatınnda her şeyin ters gittiğini gördüğümüz bankacı Carl (Jim Carrey) böyle bir insan kendisini terkeden karısını hala sevdiğini, başka kadınlarla yeni bir ilişkis yaşamaya hazır olmadığını, en yakın arkadaşlarının uzattıkları yardım elinin ittiğini, yalnızlığı seçtiğini, bankada kredi başvurusu yapan müşterilerini tekliflerini sürekli reddettiğini, aksi, nemrut, nalet bir adama dönüştüğünü görüyoruz. Kendisini taplumdan soyutlayan Carl, bir dostunun kendisini yeni bir tarikatın karizmatik liderinin konferansına götürmesiyle, radikal bir değişikliğin eşiğine geliyor. “Evet” gurusu Terrence  Bundley’in (Terence Stamp) etkisinde kalan Carl, değişmeye karar veriyor, her fırsata, her teklife “evet” diyerek, hayata pozitif bakmaya başlıyor.

Hayatı bir anda reklenen, “evet” diyerek insanlara yardım ediyor olmanın mutluluğunu yaşayan Carl, yeni bir sevgili (Zooey Deschanel) bulunca eski karısını da unutuyor. LASTİK SURATLI KOMEDYEN

Günümüz sinemasının Jerry Lewis’i, Hollywood’un halihazırda en iyi komedyeni olan Jim Carrey, “Bay Evet”ta tam bir şov sunuyor.

Abartılı mimiklerine alışık olduğumuz komedyen, yüzünü sonsuz bir elastikiyetle kullanmasının verdiği avantaj ile şaklabanlıklarını sıralıyor.

Yaşlanmaya başlayan (46)  komedyen, tıpkı halefi Jerry Lewis gibi ciddi filmlerde oynamayı denemiş, “23 numara” adlı gerilim filmindeki deneyimi fiyaskoyla neticelenmişti.

Yaşlandıkça yüzündeki ifade değişen komedyen, işlevi olan güldürme işini iyi yapıyor. Kendisi için yazılmış zekice esprilerle  güldüren sanatçı, fonda gelişen romantik  ilişkinin desteğiyle, filmi baştan sonra sürüklüyor.

Öğrendiği Korece sayesinde, nemrut suratlı bir Koreli kızı yumuşatan, uçuş dersleri alan, yaşlı komşusuyla garip bir seks sahnesi yaşayan kahramanı ile, “Bay Evet’ sıkılmadan, keyifle izlenen bir film.

Özenle çizilmiş yan karakterlerde, “Evet gurusu” Terrence rolünde karizmatik aktör Terence Stamp çok başarılı.

İnternetten bulunan İranlı türbanlı eş parodisi ile, film Amerikalıların 11 Eylül paranoyasını ti’ye alıyor.