Formunda bir Woody Allen

Viktor APALAÇİ
14 Ocak 2009 Çarşamba

W. Allen “BARSELONA”da 2 Amerikalı kadının İspanya’daki cinsel deneyimini anlatıyor.

Avrupa’yı turlamayı sürdüren W. Allen, düş kırıklığı yaratan üç İngiltere tecrübesinden sonraki İspanya durağında, insanın içini ısıtan, hafif, neşeli, çılgın, seksi, ateşli ve eğlenceli bir komedi yapmış. Sanatçının bilinen, sevilen ve özlenen mizah gücünü yansıtan, eski formunu hatırlatan, zeka ürünü esprilerle renklenen, müthiş bir komedi izliyoruz. Ilişkilerin doğasını çok güzel işleyen ve hızlı tempolu ilişki komedilerine geri dönen W. Allen, üç kadın tarafından paylaşılamayan erkeğin öyküsünde, cinsel özgürlük temasını ele alıyorDünya prömiyeri Cannes’da yapılan “Barcelona, Berselona / Vicky, Christina, Barcelona” Woody Allen’in son yıllarda yaptığı filmlerin en iyisi. 72 yaşında olmasına rağmen, yılda 1 film prensibiyle üretkenliğini sürdüren enerjik sanatçı, İngilitere’de yaptığı son 3 filmle hayranlarını düş kırıklığına uğratmış, “Woody Allen efsanesinin sonu mu geldi?” sorusunu akla getirmişti.

Sınıf atlama rüyası üzerine kurulu “Maç Sayısı”, başarısız polisiye “Cassandra’nın Rüyası” ve parıltısız “Scoop”, Woody Allen efsanesine gölge düşüren yapıtlardı.

Çok şükür İngiltere’den uzaklaştığı, ama yine Avrupa’da yaptığı “Barselona”, adından da anlaşıldığı gibi Katalan’ların başkentinde çevrilmiş. Kendisini yenilemek amacıyla çıktığı Avrupa yolculuğunun bu son filminde, sanatçının bilinen, özlenen ve sevilen mizah gücünü yansıtan, eski formunu hatırlatan, makineli tüfekten çıkmışçasına gelen esprilerle renklenen, müthiş bir komedi izliyoruz.

New York’lu nevrotik Yahudi entellektüel olarak sevdiğimiz W. Allen,  insanın içini ısıtan, sıcak, hafif, neşeli, çılgın, seksi, ateşli ve eğlenceli bir film yapmış.

Kariyerinin bu 40. filmiyle, olgunluk döneminin en eğlenceli ve en parlak ürününü veren W. Allen, komedi aracılığıyla insanoğulunun biçareliğini gözlere seriyor. Herkesin mutluluğu aradığı, ama hiç kimsenin mutlu olmadığı bu hüzünlü fantezi dünyasında, sanatçı filmini “Ne yapsalar yine de mutlu olmayı başaramayan insanları anlatan bir aşk öyküsü” olarak tanımlıyor.

Melankoli, çıkışsızlık, baştan çıkarma, zina, çok eşlilik temaları etrafında dönen filmde, W. Allen, Eric Rohmer ustayı anımsatan zeki ve yaratıcı diyaloglar yazmış.

İlişkiler doğasıın çok güzel işleyen ve hızlı tempolu ilişki komedilerine geri dönen W. Allen, Amerikalı iki yakın arkadaşın, tatil için gittikleri Barcelona’da yaşadıkları cinsel deneyimleri anlatıyor.

PAYLAŞILAMAYAN BOHEM RESSAM

Gönül ilişkileri analizinde bilinen becerisini bir kez daha sergileyen W. Allen, mizahi bir ışıltıya sahip yazarlığıyla, detaylı, derin ve nefis karakter tahlilleri yapıyor.

Uzun ilişki yanlısı, düzenli hayatı seven, realist, hassas mizaçlı, ahlaki değerlere bağlı Vicky (Rebecca Hall), evliliğin eşiğinde güzel bir kadındır. Hareketlerini sürekli kontrol ettiği için yaşadığı anı kaçıran Vicky, delice aşık olma tutkusunu henüz yaşamadığının bilincindedir.

Risk almaktan çekinmeyen, tek gecelik ilişkilere aşina, fırtınalı aşklara ilgi duyan Christina (Scarlett Johansson), duygusal, özgür ruhlu, maceraya açık ve bağımsızlığına düşkan bir sarışın afettir.

Barselona’da tanıştıkları karizmatik ressam Juan Antonio (Javier Bardem) ile ikisi de sıradışı romantik ilişkilere girerler. Evi terketmesine rağmen, hala sevdiği eski karısıyla tutku dolu ilişkisini sürdürürken eline geçen fırsatları kullanmaktan geri kalmayan bohem hayat süren bu yakışıklı ressam, kendini beğenmiş, mağrur ve hayat dolu bir erkektir.

Juan Antonio, Amerikalı yabancı kadınlara birlikte kur yapar, fantezilerini beraber yaşamaya davet eder.

Kurulan aşk üçgeninde herkes durumundan memnunken, W. Allen hınzırlığını yapıyor, denkleme ressamın eski karısı Maria Elana’yı dahil ediyor. İntihar teşebbüsünde bulunan seksi genç kadını (Penelope Cruz) göz altında bulundurmak için evine getiren Juan Antonio, gönül üçgenini dörtgene çeviriyor.

Karıkoca arasındaki eziyet verici ilişki yeni bir boyut kazanıyor. W. Allen tarafından doğaçlamaya zorlanan ve kavga ederken İsanyolca konuşan J. Bardem-P. Cruz arasındaki sekanslar filmin en keyifli bölümleri.

BARSELONA GÜZELLEMESİ

3 kadın tarafından paylaşılamayan erkek konusunu, durum komedilerinin büyük ustası olduğunu kanıtlayarak anlatan W. Allen, filmin dramatik yapısını kurarken, kendine has alaycılığıyla, cinsel özgürlük temasını işlerken, abartıya kaçmaktan çekinmiyor.

Yarattığı dörtlü ilişki yumağı, 3 kadın kahramanının aynı erkekle yatması, W. Allen’in abartıyı kendine hak gördüğünü gösteriyor.

Filmin geçtiği coğrafyada bir turist kimliğiyle bulunduğunu gözden uzak etmeyen sanatçı, Amerikalılarla İspanyollar arasındaki kültürel farklılıkları perdeye taşırken, Amerikalı 2 kahramanına İspanya’da modern bir masal yaşatıyor.

W. Allen bizlere, güneş altında, romantik atmosferli bir Barselona güzellemesi sunuyor. Bu arada Antonio Gaudi ile Joan Miro’nun şehri Barselona’dan başka, muhteşem görselliğiyle Oviedo adlı bohem bir ispanyol kasabası tanıyoruz.

Oyuncularından azami verim almayı başaran W. Allen, bizlere müthiş bir oyuncu takdim ediyor. Diane Keaton’un gençlik halini anımsatan, İngliz aktör Sir Peter Hall’in kızı Rebecca Hall, Johansson ve Cruz gibi iki dev aktrisin arasında ezilmiyor. “İhtiyarlara Yer Yok”un Oscar’lı aktörü, Latin  aşık Javier Bardem, Almodovar’ın öğrencisi olduğunu kanıtlıyor.

Filmin en başarılı oyuncusu ise, patlamaya hazır, dengesiz, intiharkolik Maria Elena’da Penelope Cruz. Filmin ikinci yarısında devreye giren İspanyol aktris, rol çalmakla kalmıyor, filmi tek başına sürüklüyor.

Sezonun, bu güne kadar vizyona girmiş filmlerin en iyisi olan “Barselona’da, W. Allen’i “Manhattan” ve “Annie Hall” gibi başyapıtlarındaki kadar formunda bulacaksınız. Kaçırmayınız.(Vicky Cristina Barcelona)

Yönetim ve senaryo: Woody Allen Görüntü: Javier Agulrresarobe Oyuncular: Scarlett Johansson, Javier Bardem, Rebecca Hall, Penelope Cruz, Manel Barcelo, Patricia Clarkson, Kevin Dunn, Christopher Ewan Welch