Yaş altmış, zor elde edilen bir bağımsızlık

Türkiye İsrail’i ilk tanıyan ülkeler arasında. Geçtiğimiz hafta İsrail’in bağımsızlığa kavuşmasının 60. yıldönümü kutlamalarına Ehud Olmert aleyhine başlatılan soruşturma bir ölçüde gölge düşürdü. Bu ülke 60 yıl içinde neleri başardı, hangi hedeflere ulaşamadı?..

Yakup BAROKAS Köşe Yazısı
14 Mayıs 2008 Çarşamba

Haritada yerinin bulunması bile güç ve belki de bu nedenle bazı ülkelerin hava durumu raporlarında bile yer almayan Asya ile Afrika kıtasının kesiştiği yerde bulunan 7,2 milyon nüfusa sahip İsrail Devleti 60. bağımsızlık yılını kutladı.

60 yıl insan hayatı için olgunluk yılları olarak nitelendirilebilirse de bir devletin yaşamında 60 yaş henüz bebeklik, emekleme çağıdır. Oysa İsrail emeklemeyi dahi öğrenemeden savaşmayı öğrenmek zorunda kaldı. İngilizlerle savaştı, Arap ülkeleri ile savaştı…

Ama ne yazık ki bugün dahi bu bebeğin varlığına tahammül edemeyen ülkeler, onun haritadan silinmesini isteyenler var.

İngiliz müstemleke idaresine karşı sürdürülen savaşta, o dönemde genç bir kız olan ve gizli radyodan yayın spikerliği yapan Knesset eski üyelerinden Geula Cohen bağımsızlık savaşı yıllarına ilişkin bir anısını şöyle dile getirir:

“Yakalandım ve İngiliz yargıç tarafından üzerimde bulunan silah için yedi, mikrofon için ise iki yıla mahkûm oldum. İtiraz ettim mikrofon için yedi, silah için iki yıla mahkûm edilmem gerekirdi diye. Salonda birinin beni alkışladığını duydum, annemdi ve benimle gurur duyuyordu”.

Bağımsızlık kutlamalarında 12 kabileyi simgeleyen 12 meşale yakıldı; meşaleleri yakanların arasında Yahudilerin yanı sıra Dürzî, Bedevi ve İsrailli Arapların temsilcileri de yer aldı. Ana tema gençlik ve gençliğin eğitimiydi.

Bombalı bir saldırıda ailesinden beş kişiyi yitiren, geçirdiği sayısız ameliyattan sonra yüzü ancak şekillenen bir gencin meşalelerden birini yakarken verdiği mesaj; yılmadan güçlüklerin üstesinden gelme arzusunun yitirilmemesiydi.

Evet, bu gencecik devletin tarihi bitmez tükenmez savaşlarla, acılarla dolu, ama Mısır ve Ürdün gibi iki Arap devleti ile yapılan barış anlaşmaları da başarılar hanesine yazılabilecek önemli edinimler. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’ın İsrail Knesset’inde yaptığı konuşma,  Ürdün Kralı Hüseyin ile İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin’in barış anlaşmasını imzaladıkları an, hafızalardan kolay silinemeyecek görüntüler.

Bugün pek çok Arap ülkesi dahi İran’ın sadece İsrail için değil tüm bölge için tehdit oluşturduğunun bilincinde. Gelecekte İran’ın desteklediği Hamas ve Hizbullah’ın varlığına rağmen Filistinliler ve hatta Suriye ile de barış anlaşmaları imzalanması bölgede huzuru artıracaktır.

İsrail kısa tarihinde büyük başarılar elde etti, teknoloji, bilim alanlarında dünyanın en ileri ülkeleri arasında yer aldı. Düşmanlarının çekineceği askeri bir süper güç haline dönüştü.

İsrail Devlet Başkanı ?imon Peres, şimdi Arap Birliği Genel Sekreterliği görevinde bulunan Amr Musa’nın geçmişte, Mısır Dışişleri Bakanı olduğu bir dönemde, Dimona kentini gezme arzusunu kendisine ilettiğini anlatır. (Bir iddiaya göre İsrail’in Nükleer Santrali Dimona’da yerin altında bulunmaktadır.)

Peres’in yanıtı şu olur: “Siz Dimona’yı gezerseniz bir şey göremeyeceksiniz. Bu da İsrail’in aleyhine olacak, caydırıcılığına gölge düşürtecektir”.

İsrail’in nükleer enerjiye sahip olup olmadığı tabi ki son derece gizli bir bilgidir. Ancak sahip ise bile bu silahı kimseye karşı kullanmamış ve bölgedeki diğer bazı devletlerin aksine kullanma tehdidinde de bulunmamıştır. 

İsrail 60 yıl içinde tarihten gelen ürkek, içine kapanık Yahudi imajını değiştirmiş,  her yöndeki başarıları ile dostu tarafından takdir edilen, düşmanı tarafından çekinilen bir güç haline gelmiştir.

Ancak köklü demokratik temellere dayanan bu ülke sadece geçmiş başarıları ile yetinmemeli, sosyal farklılıkları gidermeye, İsrailli Arapların yaşam düzeylerini yükseltmeye, özellikle çocuk ve yaşlılara karşı giderek artan şiddet eylemlerinin önünü almaya da çalışmalıdır.

İsrail’in kuruluş yıl dönümleri Filistinliler için matem günleridir. Niye gelecek yıllarda Filistinliler de İsrailliler gibi bağımsızlık günlerini kutlamasınlar?..

Ortadoğu niye her milletin barış ve güvenlik içinde yaşadığı, tüm dünyanın ekonomik gelişmesini gıpta ile izlediği bir coğrafyaya dönüşmesin?..

 

 

 

Haritada yerinin bulunması bile güç ve belki de bu nedenle bazı ülkelerin hava durumu raporlarında bile yer almayan Asya ile Afrika kıtasının kesiştiği yerde bulunan 7,2 milyon nüfusa sahip İsrail Devleti 60. bağımsızlık yılını kutladı.

60 yıl insan hayatı için olgunluk yılları olarak nitelendirilebilirse de bir devletin yaşamında 60 yaş henüz bebeklik, emekleme çağıdır. Oysa İsrail emeklemeyi dahi öğrenemeden savaşmayı öğrenmek zorunda kaldı. İngilizlerle savaştı, Arap ülkeleri ile savaştı…

Ama ne yazık ki bugün dahi bu bebeğin varlığına tahammül edemeyen ülkeler, onun haritadan silinmesini isteyenler var.

İngiliz müstemleke idaresine karşı sürdürülen savaşta, o dönemde genç bir kız olan ve gizli radyodan yayın spikerliği yapan Knesset eski üyelerinden Geula Cohen bağımsızlık savaşı yıllarına ilişkin bir anısını şöyle dile getirir:

“Yakalandım ve İngiliz yargıç tarafından üzerimde bulunan silah için yedi, mikrofon için ise iki yıla mahkûm oldum. İtiraz ettim mikrofon için yedi, silah için iki yıla mahkûm edilmem gerekirdi diye. Salonda birinin beni alkışladığını duydum, annemdi ve benimle gurur duyuyordu”.

Bağımsızlık kutlamalarında 12 kabileyi simgeleyen 12 meşale yakıldı; meşaleleri yakanların arasında Yahudilerin yanı sıra Dürzî, Bedevi ve İsrailli Arapların temsilcileri de yer aldı. Ana tema gençlik ve gençliğin eğitimiydi.

Bombalı bir saldırıda ailesinden beş kişiyi yitiren, geçirdiği sayısız ameliyattan sonra yüzü ancak şekillenen bir gencin meşalelerden birini yakarken verdiği mesaj; yılmadan güçlüklerin üstesinden gelme arzusunun yitirilmemesiydi.

Evet, bu gencecik devletin tarihi bitmez tükenmez savaşlarla, acılarla dolu, ama Mısır ve Ürdün gibi iki Arap devleti ile yapılan barış anlaşmaları da başarılar hanesine yazılabilecek önemli edinimler. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’ın İsrail Knesset’inde yaptığı konuşma,  Ürdün Kralı Hüseyin ile İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin’in barış anlaşmasını imzaladıkları an, hafızalardan kolay silinemeyecek görüntüler.

Bugün pek çok Arap ülkesi dahi İran’ın sadece İsrail için değil tüm bölge için tehdit oluşturduğunun bilincinde. Gelecekte İran’ın desteklediği Hamas ve Hizbullah’ın varlığına rağmen Filistinliler ve hatta Suriye ile de barış anlaşmaları imzalanması bölgede huzuru artıracaktır.

İsrail kısa tarihinde büyük başarılar elde etti, teknoloji, bilim alanlarında dünyanın en ileri ülkeleri arasında yer aldı. Düşmanlarının çekineceği askeri bir süper güç haline dönüştü.

İsrail Devlet Başkanı ?imon Peres, şimdi Arap Birliği Genel Sekreterliği görevinde bulunan Amr Musa’nın geçmişte, Mısır Dışişleri Bakanı olduğu bir dönemde, Dimona kentini gezme arzusunu kendisine ilettiğini anlatır. (Bir iddiaya göre İsrail’in Nükleer Santrali Dimona’da yerin altında bulunmaktadır.)

Peres’in yanıtı şu olur: “Siz Dimona’yı gezerseniz bir şey göremeyeceksiniz. Bu da İsrail’in aleyhine olacak, caydırıcılığına gölge düşürtecektir”.

İsrail’in nükleer enerjiye sahip olup olmadığı tabi ki son derece gizli bir bilgidir. Ancak sahip ise bile bu silahı kimseye karşı kullanmamış ve bölgedeki diğer bazı devletlerin aksine kullanma tehdidinde de bulunmamıştır. 

İsrail 60 yıl içinde tarihten gelen ürkek, içine kapanık Yahudi imajını değiştirmiş,  her yöndeki başarıları ile dostu tarafından takdir edilen, düşmanı tarafından çekinilen bir güç haline gelmiştir.

Ancak köklü demokratik temellere dayanan bu ülke sadece geçmiş başarıları ile yetinmemeli, sosyal farklılıkları gidermeye, İsrailli Arapların yaşam düzeylerini yükseltmeye, özellikle çocuk ve yaşlılara karşı giderek artan şiddet eylemlerinin önünü almaya da çalışmalıdır.

İsrail’in kuruluş yıl dönümleri Filistinliler için matem günleridir. Niye gelecek yıllarda Filistinliler de İsrailliler gibi bağımsızlık günlerini kutlamasınlar?..

Ortadoğu niye her milletin barış ve güvenlik içinde yaşadığı, tüm dünyanın ekonomik gelişmesini gıpta ile izlediği bir coğrafyaya dönüşmesin?..