ZENCİ UYUŞTURUCU BARONU

Viktor APALAÇİ
31 Ocak 2008 Perşembe

Amerikan Gangsteri gerçekten yaşanmış bir uyuşturucu satıcısı-polis mücadelesini anlatıyor.

Sanat filmleriyle popüler sinemayı bir arada götürmeyi başarmış İngiliz yönetmen Ridley Scoot, gangster türüne yenilik getirmeyen filmiyle, yer yer belgeselimsi bir neo-noir’a imza atıyor. Usta senarist Steven Zaillian’ın Nixon dönemini başarıyla yansıtan senaryosunu, Scott en ince ayrıntıları işleyen mükemmel bir teknik eşliğinde beyaz peredeye aktarıyor. Hiç bir özelliği olmayan, heyecan içermeyen ilk yarısından sonra, gangster ile polisin karşı karşıya gelmesiyle film epik bir seyirliğe dönüşüyor. Oyuncu kadrosunun tümü çok başarılı

İngiliz Scoot kardeşlerin yetenekli olan, Ridley, aktifindeki “Blade Runner”, “Thelma ve Louise”, “Gladyatör”, “Kara Şahin Düştü” gibi başyapıtlarla, sanat filmleriyle popüler sinemayı ustalıkla biraraya getirmeyi başarmış, işbilir bir yönetmen.

1970’li yılların New York Harlem’inde gerçekten yaşanmış bir uyuşturucu baronu-polis mücadelesini anlatan “Amerikan Gangsteri / American Gangster”, Ridley Scoot’ın, yer yer belgeselimsi, neo-noir bir epik filmi.

ABD’nin Vietnam batağına saplanmış Nixon dönemini gözlere seren, Hollywood’un (Ermeni asıllı) gözde senaristi Steven Zaillian’ın beceriyle yazılmış mükemmel senaryosuna sırtını dayayan Ridley Scott, tempolu anlatımı ve etkili sinema diliyle, bizlere tipik bir iyiyle kötü mücadelesi anlatıyor.

Evvelce Spielberg’in “Schindler’in Listesi” ve Scorsese’nin “New York Gangsterleri”nin senaryolarını yazan Steven Zaillian, sancılı bir dönemin en ince ayrıntılarını işleyen senaryosunu, Ridley Scott mükemmel bir teknik eşliğinde işliyor.

Gerçek hayattan alınmış iki karakterin öyküsünü paralel kurgusuyla anlatan senaryo, Mark Jacobson’un New York Times’da yayınlanan “The Return of Superfly” adlı makalesinden uyarlandı. 157 dakika süreli filmin ilk yarısının hiçbir özelliği yok.

Sıradan bir adamın büyümesi, New York polisine ve rakip Mafya örgütlerine meydan okuması ve yıkılması olarak özetlenebilen, uyuşturucu baronu Frank Lucas’ın yaşam öyküsüne film, kendisini yakalamaya yeminli polis Richie Roberts’inden daha fazla yer ayırmış.

Karısına sık sık ihanet eden, çocuğunun sorumluluğunu üstlenmekten aciz, evliliğini sürdürmeyi becerememiş Richie Roberts, züğürt, ama doğru bildiklerinden şaşmayan, dürüst bir polistir. Yahudi asıllı bir narkotik şube dedektifi, kendi çabasıyla el koyduğu 1 milyon dolarlık uyuşturucu parasını amirlerine teslim edecek kadar prensip sahibidir. Rüşvetten geçinen meslektaşlarının enayi gözüyle baktıkları ve nefret ettikleri Richie, piyasaya kaliteli ve ucuz uyuşturucu süren torbacıyı ele geçirmeye yeminlidir.

UCUZ AMA KALİTELİ EROİN

Ridley Scott’un başyapıtlarının seviyesine çıkmayan bir polisiye olan “Amerikan Gangsteri”, gangster türüne yeni birşey katmayan, Coppola’nın “Baba / The Godfather”, De Palma’nın “Scarface”, M. Mann’in “The Heat”, W. Friedkiin”in “The French Connection” gibi filmlerinin yanından sönük kalan bir çalışma.

1970’li yılların başlarında İtalyan mafyasının yerini alan zencilerin, NY polis örgütünü tamamen ele geçirip, rüşvetle susturup, piyasayı ele geçirdikten sonra şehrinde yaşattıkları uyuşturucu patlaması, heyecandan yoksun bir tempoyla anlatılıyor.

Vietnam’da savaşan bir kuzeni aracılığıyla, şehit tabutları içinde ucuz ve saf eroini ABD’ye sokan Frank Lucas (Denze Washington) kardeşinin (Chiwetel Ejifor) desteğiyle kısa zamanda ünlü bir uyuşturucu baronuna dönüşür. İtalyan mafyasının liderine (Arimand Assante) ve zenci rakibine (Cuba Gooding Jr.) kendini kabul ettirir, ikna edemediklerini ise acımasızca öldürür.

Şoförü olarak yanında çalıştığı siyah bir mafya liderinin ölümünden sonra, hızla yükselen bu uyuşturucu kralının yolunu kesen polis Richie (Russell Crowe), başta liderleri (Josh Brolin) olmak üzere, çürümüş, rüşvetçi polis örgütünün de ipliğini pazara çıkarıyordu.

Bu rolde, Ridley Scott ile “Gladyatör”de birlikte çalışan Russell Crowe, bu film ve “İlk Gün / Training Day” dışında hep iyileri oynayan Denzel Washington, abartılı bir Mafya şefi kompozisyonu çizen Armand Assante, iyi oyunculuklarını yineleyen Cuba Gooding Jr. Josh Brolin ve Chiewetel Ejifor, filmin başarılı oyuncu kadrosunu oluşturuyor.

Lucas’ın annesi rolünde 80’lik Ruby Dee, herkesten rol çalmakla yetinmiyor, En iyi Yardımcı Aktris dalında Oscar adaylığı yakalıyor.