22 Temmuz`un ertesi...

Son seçimde Türk Yahudilerinin tercihleri önemli farklılıklar gösterdi. Edindiğim izlenim AKP, CHP, DP`den, bağımsız aday Baskın Oran`a farklı yönlerde oy kullanıldığıdır. Şalom`un kuruluşunun 60. yılında, Avram Leyon`u mezarı başında andık.

Yakup BAROKAS Köşe Yazısı
1 Ağustos 2007 Çarşamba

Türk Yahudi Cemaati 1950 seçimlerinden bu yana, genelde sağ liberal partiler (DP, AP, ANAP) lehine oy kullandı, CHP gibi yelpazenin solundaki partilere karşı eğilimi daha sınırlı kaldı.
Son seçimlerde edindiğim izlenim AKP, CHP, DP’den, bağımsız aday Baskın Oran’a farklı yönlerde oy kullanıldığıdır. Hatta CHP’ye oy verenlerden 22 Temmuz’un ertesi günü; “Zaten Baykal’ın başında bulunduğu bir partiye kerhen oy verdim, iyi ki Ak Parti kazandı” dediklerine tanık bile oldum.
Kimi dost ise 23 Temmuz günü susmayı, yorumda bulunmamayı yeğledi, onlara göre artık ‘katmerli’ ötekiydik. Ben bu duyguları biraz abartılı görüyor ve Ak Parti’nin seçmen tarafından merkeze oturtulduğu yorumuna katılıyorum.
İşte seçim sonrasında duyduğum en gerçekçi ve nükteli yorum: “Türkiye’de her iki kişiden biri ampul değiştirmeyi bilmiyor.”
Yine seçim sonrasında Jewish Chronicle Gazetesi’nden bir meslektaşımız, Patrick Belton bizi arayarak; “2003 sinagog bombalama olaylarından sonra Ak Parti iktidarının bu denli güçlenmesini nasıl karşılıyorsunuz, bu sizde bir şok uyandırmadı mı?” sorusunu; “Hayır, Tayyip Erdoğan’ın Hahambaşılığı ziyaret eden ilk başbakan olduğunu unutmamak lazım” şeklinde yanıtladık.
Yahudi Cemaatinin ezelden beri a-politik bir tutum sergilediğine de değinmeden edemeyeceğim. Her ne kadar 1950 ve sonrası seçimlerde İsak Altabev, Salamon Adato, Yusuf Salmona ve Henri Soryano DP milletvekilliğine seçilmişler ve Erol Dilek, Daniel Behar, Moiz Tekinalp gibi cemaat ileri gelenleri CHP ve MP’den adaylıklarını koymuşlarsa da son yıllarda DYP’den milletvekili seçilen Cefi Kamhi’nin dışında Yahudilerin siyasete pek rağbet ettikleri söylenemez.
22 Temmuz seçimlerinden söz ederken yıllar öncesinden söz ediyorum duygusunu taşıyorum; yoğun bir şekilde TV programlarını, tartışmaları izledim, gazetelerdeki değerlendirmeleri okudum. Artık geçmişi geçmişte bırakarak geleceğe doğru daha iyimser duygularla günlük yaşantımızı sürdürmemizin gerekliliğine inanıyorum.
* * *
* “Geniş toplumumuzda sadece iki Moel’e (sünnetçi) sahibiz. Birincisi aynı zamanda Hahambaşılık tahsildarı, ikincisi de Şişli Sinagogu’nun ilk duasının hazanı. Brit-Mila’larda ortak oldukları halde aralarında her zaman münakaşalar olur. Geçtiğimiz hafta çarşamba günü L. duaya başlamak üzere Tefillin ve Talled’i takarken, G. sinirle Şişli Sinagogu’na girdi ve bu kutsal mekana saygı göstermeksizin L.’nin üzerine atıldı ve dövmeye başladı. Neredeyse kolunu kıracaktı. Dua etmeye gelenler onları ayırdılar. G. sinagogda böyle bir şey yapacağına, L. ile olan anlaşmazlığını Bet-Din’e iletebilirdi.” (11 Eylül 1974)
* “Bu günlerde, hemen hemen her gün Neve Şalom Sinagogu’nda bir veya iki düğün oluyor. Düğün töreni sırasında Hazan düğün dualarını okurken, Azara’da oturan bir hanım bacak bacak üstüne atıp, bir sigara yakarak keyifle tüttürmekte bir sakınca görmedi. O hanım Tanrı’nın evinde olduğunu unutarak, adeta bir gazinoda Zeki Müren’in tatlı sesini dinler bir durumdaydı. Allahtan konuklardan biri Azara’ya çıktı da yüksek aristokrasiye (!) mensup bu hanımı ikaz etti. Hanım hafif küserek sigarasını söndürmek zahmetinde bulundu.” (7 Aralık 1977)
Bu satırlar Şalom’un kuruluşunun 60. yılı etkinlikleri kapsamında hazırlanan ve gazetenin bu uzun süreçteki içeriğini yansıtacak Almanak’tan rast gele alındı. Şalom Gazetesi’nin kurucusu Avram Leyon, “Eğriye eğri- Doğruya doğru” ilkesi doğrultusunda hareket eder, sert eleştiriler yöneltmekten kaçınmaz ve kalemini bu amaçla kullanırdı. Belki de bu nedenle cemaat tarafından fazla sevilmedi. Ve ne acıdır ki Yahudi basınına yaşamı boyunca hizmet etmiş bu değerli şahsın cenazesine cemaat yöneticileri dışında hiçbir okuru katılmadı.
Pazartesi günü manevi oğlu Moşe Grosman dahil, Şalom Ailesi gazetemizin kurucusu Avram Leyon’u, ölümünden 22 yıl sonra mezarı başında saygı ile andı.