Holokost`ta Tanri neredeydi?

Holokost sonrasında en çok tartışılan konulardan biri de bu vahşet anında Tanrı`nın nerede olduğuydu? Araştırmacı ve TV yorumcusu Sivan Rahav Meir`e göre; Tanrı insanı özgür yaratmış ve iyilik ile kötülüğün seçiminde onu serbest bırakmıştır. Aynı inancı ben de paylaşıyorum.

Yakup BAROKAS Köşe Yazısı
25 Nisan 2007 Çarşamba

‘Karakare Film Günleri’nin gala gösteriminde, ‘The Last Train’ filminde iki salon da dopdoluydu. Sinema dili açısından fazla bir özellik taşımayan ancak izleyiciyi derinden sarsan bir Holokost filmi ‘Son Tren’.
İki saat boyunca bir trenin sığırların taşındığı vagonunda açlık ve  susuzluktan  kırılan Auschwitz yolcularının dramı perdeye yansıtılır; bir  yandan Tanrı’ya yakaranların, inançlarını yitirmeyenlerin dua sesleri, diğer yandan Tanrı’nın varlığını sorgulayanlar…
Holokost sırasında ve sonrasında en çok tartışılan konulardan biri de bu vahşet anında Tanrı’nın nerede olduğuydu?
Aşırı dindar kesimden gelmesine ve genç yaşına rağmen laik/dinci görüş ayrılıklarına getirdiği pratik çözümlerle tanınan Sivan Rahav Meir, 26 Şubat günü Yad Vaşem Müzesi’nde düzenlenen ve yönettiği ‘First Congress of İsraeli Youth Mouvements’deki panelde şöyle demekteydi:
“Eğer insanoğlunun böylesi bir kötülük yapabilmesi Tanrı’nın yokluğunu düşündürtebiliyorsa, yeryüzündeki tüm güzellikler, açık kalplilik ve sevgi de Tanrı’nın varlığının bir kanıtıdır. Bence pek çok kimsede temel sorun Tanrı’nın var olup olmadığı değil, her zaman merhametli davranıp davranmadığıdır.  Tanrı hem kötülük, hem de iyiliklerin içinde mevcuttur. Tanrı insanı özgür yaratmış ve iyilik ile kötülüğün seçiminde onu serbest bırakmıştır”.
Karakare etkinliği kapsamında izlediğim yapıtlardan biri de ‘İnvincible’ idi. Çarşamba gece seansında salonda çok az kişiydik; seyircilerden biri de Milliyet Gazetesi köşe yazarı Güneri Cıvaoğlu’ydu. Filmi göremeyenlere üzüldüm.
Faşizmin Almanya’da yükseliş döneminde,1932 yılında yaşanan gerçek bir yaşam öyküsü gerçeküstü bir dil ile perdeye aktarıyor. Ben olsam ‘Karakare Film Günleri’nin gala filmi olarak ‘İnvincible’ı seçerdim. 
Salonda beş kişi ile birlikte izlediğim ‘Memoria’ adlı İtalyan filminde Elisa Springer yaşadığı trajedi ile ilgili 45 yıl sürdürdüğü sessizliğini bozma kararı alır. Holokost’ta her yaşamını yitirenin ve her kurtulanın ayrı bir öyküsü vardır. Ama Holokost olgusunun tümünü kavramak belki de insani düşüncenin sınırlarını zorlamakta…
‘Sayıların isimleri unutturduğu yerde’, kişisel dramların pek azı gün ışığına çıktı. Cehennemden kurtulanların çoğu farklı nedenlerle uzun yıllar sessiz kalmayı yeğledi; kimi yakınları yok olduğu halde hayatta kalabilmenin acısıyla, kimi canilere karşı bir şey yapamamış olmanın acziyle, kimi de bu acı deneyimi başkalarının kavrayamayacağı kaygısı ile konuşmadılar.
Yıllarca suskun kalanlara diğer bir örnek de İsrail’de yaşamını sürdürmekte olan Yeheskiel Neor. 60 yıllık sessizlikten sonra, 8 yaşında bir çocuk iken babası ve kardeşleri ile Romanya’nın bir köyünden Ukrayna’ya nasıl sürüldüğünü iki yetişkin çocuğu ve torununa ilk kez üç ay önce anlattı.
Farklı bir Şoa öyküsü, çünkü trenler yok, toplama kampları yok, SS’ler yok. Görevi Romanya polisi yüklenmiş, günler boyunca süren bir sürgün öyküsü. Yol kenarındaki halk Yahudilere altın, giyim eşyası karşılığında yemek, hatta el arabası satıyor. Yaşlılarla birlikte küçük Yeheskiel de arabaya biniyor, ancak arabadan düşünce yerini daha büyük olan ağabeyi Mordehay alıyor. Gün ağardığında Mordehay’ın donmuş vücudunu buluyorlar. O gece 500 kişi soğuktan can veriyor. Açlık ve susuzluktan kırılanlar hendeklere atılıyor.
 Dinyester nehri geçilirken gücünü tüketenler sularda boğuluyor, nehir ölülerle kaplı… Bu kez görev Ukraynalılara geçiyor. Onlar daha da acımasız; Yahudilerin kapatıldıkları domuz ahırında kımıldayacak yer yok, Yeheskiel’in kız kardeşi İta yere çömeliyor ve saatlerce aynı durumda kalmaktan bacak kasları tutuluyor, doğrulamıyor. Yeheskiel eliyle dokunuyor ve İta’nın cansız bedeni yere yığılıyor.
6 milyon Yahudi’nin külleri üzerinde yükselen ve bu hafta 59. kuruluş yılını kutlayan bir devletin varlık nedeninin hala tartışılması kabul edilemez.