Coşkudur Eylül

Doğa açısından ele alırsak; yazın sanki bir devamı, güneşin tatlı tatlı ısıttığı; rüzgarın üşütmeden estiği kısacası uzatmaların yaşandığı bir mevsim.

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

İki başyazarımız, iki hafta ard arda “Eylül” ayı ile ilgili yazdılar. Ben de bu fırsatı kaçırmak istemiyorum.
Eylül en sevdiğim mevsim...
Doğa açısından ele alırsak; yazın sanki bir devamı, güneşin tatlı tatlı ısıttığı; rüzgarın üşütmeden estiği kısacası uzatmaların yaşandığı bir mevsim. Eylül’de hangi sahilde olursanız olun, önce palamudu, ardından lüferi yersiniz. Gece vakti t-shirtlerin üstüne kazakları, sonra da polar’ları sırtınıza geçirirsiniz. Sonbaharın bu ilk ayında herşey adım adım yol alır. Yapraklar birden sararmaz, güller asla birden dökülmez.
Kimi zamanda şaşırtır Eylül. Aynı günde dört mevsimi birden yaşarsınız. Bundan daha büyük bir çeşitlilik düşünemiyorum. Benim için Eylül coşkudur.  Keyfine varmadan yaşadığım hergün bir kayıptır.
* * *
Büyüklerimizin sözlerini (keşke) zamanında yeterince değerlendirebilseydik. “Yaşamın %95’i sıkıntı, %5’i mutluluktur. O yüzde beşi iyi kullanmasını bil.” derdi anneannem. Bunun içindir ki, Eylül aylarını, yaşamın yüzde beşi içine katarak keyfine varmaya çalışıyorum.

* * *
Anastasia Varuti, yıllar evvel Büyükada’da ilk kez kiraladığımız evin sahibiydi. Senelerce alta katta onlar, üst katta bizler oturduk. Ondan başka evi temizleyip kiracısına teslim eden ev sahibi hiç görmedim. 1917 Galatasaray Lisesi mezunu olan eşi Hristo Varuti, bütün gün bahçede oturur elinde pertavsızla gazete okurdu. İlerleyen yaşına rağmen mavi gözleri hayat doluydu.
Zaman içerisinde ev sahibi - kiracı ilişkisi daha samimi konuma geldiğinde, Varutilerle sohbetler de koyulaştı.
Madam Anastasia ile sabah kahvesi içtiğimiz bir Eylül sabahı, 6lj Eylül’ü o evde nasıl yaşadıklarını anlattığında buz kesildim. Daha sonraları konuyla okuduğum kitapların hiçbiri beni o gün ev sahibimin anlattıkları kadar etkilemedi. “Sözlü tarih”in önemini o zaman daha iyi kavradım.
* * *
Tarih acı deneyimlerle dolu.
Gerek ekonomik, gerek siyasi fırtınalar hep çıkacak.
Tüm bunlarla savaşmayı sürdürebiliriz.
Ancak değiştiremeyeceğimiz tek düzen: doğa.
Siz de keyfini çıkarın.