Posta kutusu 12/6

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Bu köşede yazmak gerçekten keyifli. Sanırım, bu yayın yönetmenlerinin bir ayrıcalığı. Geçmiş dönemlerde yanılmıyorsam, Süzet Sidi de burada yazdı.  Ardından Şalom’un ilk Yayın Yönetmeni Nana Tarablus sonra da ben…. Güzel, çünkü içeride farklı bir yaşam var ve onu aksettirmeye çalışıyorsunuz. Gazeteye gelmeden köşe yazılarını gönderen arkadaşlarda var tabii. Ben havasını solumadan, sorunları anlamadan, asla yazamazdım.
Bu köşeye yazı yazmak son derece keyifli. Bunu zaman içerisinde kavradım. Zira değişik yaş gruplarından oluşan okurlarımla yolda karşılaştığımda, çoğunlukla kolumdan yakalayıp son yazdıklarımla ilgili görüş paylaşırlar. Gerçekten güzel bir duygu bu.  Herkesin anlayabileceği, bir dil kullanmak, yazının “basit” olduğu anlamına gelmez. Tıpkı rahmetli Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Salamon Bicerano’nun dediği üzere: “Herkes uzun yazar, marifet kısa yazmasını bilmektir”. Sanırım “halk” a ulaşmak, konuşmaktan, okumaya zamanı olmayan “büyükleri” hedeflemekten daha sağlıklı. Bir de, hakkını yemeyeyim Hahambaşı Rav Haleva, yazılarımı takip eder. O kadar ki, geçenlerde telefon etti:
-  “Tilda, sen laiksin”
-  “Evet Hahambaşım, öyleyim”
-  “Biz bir karar aldık, görüşünü bilmek istiyorum.”
Konu, bayanların ibadethaneye uygun olmayan giyim tarzı ile gelmeleriydi. “Onaylıyor musun?” diye sordu.  Hem laik olup, hem de onaylamadığımı duyunca: “Hemen duyuru yolluyoruz lütfen gazetede çıksın” dedi.
Hahambaşı Rav Haleva, benim ne oranda laik, ne oranda  din kurallarına riayet ettiğimi bilmeyebilir. Ancak, yazdıklarımdan nelere tepki verdiğimi gayet iyi bilir. Duası da bana yeter.
* * *
Bazı adalarda, “sal”larda, bazı adalarda  ‘tapu’lu plaj köşelerinde “ayy, çook sıcak!”deyip, öğlen güneşinin en kavurucu saatlerinde gelenler, korumalı kremlerini de asla eksik etmezler.
Biraz sıcak, biraz kurak derken bayram broşürleri gelmeye başladı. 2 Eylül’de gerçekleşecek Yahudi Kültürü Avrupa Günü, hemen ardından gelen bayramlar gündemi oluşturuyor.
Ve 7 Ekim’de Şalom Gazetesi 60. yayın yılını kutlayacak. Öyle veya böyle, ‘şaşaaya’ kaçmadıysak da bu olayda gelmiş geçmiş tüm Şalomcuları bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Tabii, akademisyen, yazar, sanatçı dostlarımızı da unutmuyoruz.
Şalom’un bir görevi de tüm kurum ve kuruluşların etkinliklerini yansıtmaktır. Olaylar, hafta arası veya hafta sonu; gece veya gündüz hiç fark etmez, en az bir temsilcimiz orada görevlidir. Diğer yandan, Şalom’un  nadiren düzenlediği IV. Gila Kohen Öykü Yarışması gibi bir gecede toplumumuzdan çok az sayıda kişinin katılmış olması, düşündürücüdür.
İsterseniz, 7 Ekim’i şimdiden not edin, belki geçen sefer unuttunuz.
Yine de keyfiniz bilir, bir ihtiyacınız olursa P.K. 12/6’nın kapıları her zaman sizlere açık.