Ayrintilara dikkat...

Ester YANNİER Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Genelde katıldığım dualarda veya törenlerde sinagoglarda beyler aşağıda duayı sürdürürken, fotoğraf çekeceğim veya konuşma notlarını alacağım zamana dek- yani orada asıl bulunma nedenime sıra gelinceye kadar- bulunduğum yerin ayrıntılarını inceler, diğer sinagoglarla yapıldıkları dönemlere ait farklılıkları gözlemlemeye çalışırım.
Geçtiğimiz Pazar günü de haber yapmak üzere Hasköy Maalem Sinagogu’nda Roş Hodeş duasına gittim.
Hasköy Sinagogu Vakfı Başkanı Moşe Behar’a sinagogun gemi şeklinde Teva’sının sağında ve  solunda yer alan demir çubukların ne işe yaradığı gibi birkaç soru sorduğumda, sitemle “Hiç gelmediğiniz için bilmiyorsunuz… Bunlar Sefer Toralar çıkarıldığında  Rimonimleri koymak içindir” dedi. Hiçbir sinagogda  şimdiye kadar böyle bir ayrıntı görmedim…
Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya’nın da ifade ettiği gibi, Hasköy Sinagogu  Osmanlı topraklarına ilk gelen Yahudiler tarafından inşa edilen  en eski sinagoglardan biri; tarihinin mutlaka araştırılması gerek. Eski bir Hasköylü olan Moiz Tastasa  gönülden bağlı olduğu sinagogun tarihini -kendine göre -araştırmayı her daim sürdürüyor.
Bulduklarını mutlaka konuya ilgi duyanlarla  paylaşır. Pazar günü  verdiği, Art- Deco dergisinden çekilmiş  fotokopide tahminen 550 yıllık olduğu zannedilen  Hasköy Maalem Sinagogu’nun  1950 yılına kadar  gelinlerin girdiği  arka kapısının fotoğrafı ve  Galante’nin  “Histoire Des Juifs  de Turquie” ile Naim Güleryüz’ün “İstanbul Sinagogları” kitabından  alıntılarla Maalem Sinagogu’nun tarihçesi    yer alıyordu.
Moiz Tastasa, arka giriş  üstünde yer alan yazının  çevirini yaptırmış: “ Azizlerim; Allah’ın koridorlarında / Rica ederim oturun./ Kapılarına  Şarkılarla ve ilahilerle gelin./ Sarayının  yüksekliklerine / Güzel bir ruhla kalplerinizi hazırlayın/ Korku ve coşku ile arkadaşlık/ Ve sevinçle ağzınızdan /Güzel sözler çıkararak/ Dua evinde oturarak kendimizi/ affettirelim dualarla…”
Sinagogun, dönemin süslemelerine sadık kalınarak restore edilmiş olması, ve girişte cam koruma içine alınan eser, Restoratör Erol Kaya’nın ve yetkililerin ince düşüncelerinin yansımaları…
Mart ayında  kutlanacak Purim Bayramı için  Balat Ahrida Sinagogu’na gittiğinizde artık kullanılamayan Azara’nın altında kalan duvar süslemelerine dikkat edin. Osmanlı döneminde  bir devre adını veren  lale motifleri, sinagogun orijinal duvarlarıdır. Restorasyon sırasında üst boyalar kazınırken tesadüfen ortaya çıkan lale motifleri, koruma altına alındı.

Ne günü dediniz?
Geçtiğimiz hafta “Sevgililer Günü’nü” kutladık.  Kimisi ticari buldu kınadı, kimi ‘sevgilinin günü mü olur’ dedi “es” geçti, kimi vitrin süslemelerinde Purim şekerlerini anımsadı,  kimi ‘sevgililer günü değil, aslı “sevgi günü”dür’ dedi, gönlü yaralı – boş olanlara- moral vermeye çalıştı, kimi “sevgilim,  22.00’den sonra çıkalım mı?” dedi maça gitti.  Eşini ikna edemeyen beyler de hem hediye aldı, hem de yenilen romantik bir akşam yemeğinin faturasını karşılamak için bu ay daha çok çalışacak…
İşte tam bu düşüncelerdeyken bir e- mail çok hoşuma gitti: görmüş geçirmiş hatta bilge bir dedeye sormuşlar :
- Dede, ailenin başı kadın mıdır, erkek mi?
- Erkek baştır.
- Peki kadın nedir?
- Kadın boyundur, başı nereye isterse oraya

çevirir... 
İşte kadının gücü: hem hediye, hem romantik bir  yemek…

Başarı, istediğini elde etmek, mutluluksa elde ettiğini sevmektir.
Brawn