Ridvan Akar Beşiktaş maçindaydi

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Bazı kavramların doğru ve yararlı olduğunu bilirsiniz. Ama gene de insanların sabahın bir vakti kalkıp yürüyüş yapmaktan ne zevk aldıklarını bir türlü anlayamazsınız. Anlayamamama karşın, her akşam, eşime, ‘bu sabah kimlerle karşılaştın’ diye sormaktan da vazgeçemiyorum. Zira Büyükada’da sabah yürüyüşü yapan sporseverler birbirlerini selamlayıp, geçerken, zaman içerisinde tanış oldular.
Gene bir sabah yürüyüşünde Oral Çalışlar eşime: ‘Haftaya buluşuyoruz, Tilda Hanım’a iletin’ demiş. Çok sevindim. O. Çalışlar, geçtiğimiz yaz, mükemmel bir organizasyonla Adalı gazetecileri Su Sporları Kulübü’nde bir araya getirmiş, katılan herkes bunun gelenekselleşmesini istemişti.
Oral Bey, sözünü tuttu. Bu yaz da herkesi tek tek arayıp biraraya getirdi. Gerçi, herkes hazıra konmayı sever ama, Çalışlar’ın insanları ‘rahat ettiren’ doğal bir ev sahibi yeteneği olduğunu da söylemeliyim.
* * *
Böylelikle geçtiğimiz hafta içinde ‘balık’tan anlayan her Adalı’nın uğrak yeri olan Lido’da Sait Bey’in -bize- ayırdığı genişçe bir alanda masaya  dağıldık. Çok farklı yaş gruplarının bir arada oluşu ayrı bir renklilikti. Necmi Tanyolaç’ın genç meslekdaşı, Kınalı’dan koşa koşa gelen, geçmiş dönem Spor Yazarları Derneği Başkanı ve halen Spor Eleştirmeni Onur Belge’ye takılması kahkahalarla devam etti.
Necmi Tanyolaç’ın eşi Nilüfer Tanyolaç, hak/hukuk anlayışında ödün vermeyen ‘eski Adalı’ bir hanımefendi; sohbetine doyamadım.
Bu senenin Ada’ya taşınan sürpriz transferleri ise Elif Şafak ve Referans Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni olan eşi Eyüp Can’dı.
Diğer gazetecilerden ise, Burgazada’dan Etyen Mahçupyan, Kınalıada’dan Hırant Dink ve ve Rakela Dink Büyükada’dan Altan Öymen ve Eşi; İpek Çalışlar; Nuriye Akman; Nadire Mater ve eşi Tayfun ilk aklıma gelenler. Tüm arkadaşları birarada görmek istiyorsanız, ‘Adalı’nın gelecek sayısını alın.
Beşiktaş maçı için koşarak İnönü Stadyumu’nda giden Rıdvan Akar’ın yanısıra Meri ve Robert Schild Bozcaada’da olduklarından katılamadılar.
* * *
Lido’da, siyaset mizah gibi havada uçuştu. Minik minik gazete kulisleri yapıldı. Ama kimseyi kırmadan, incitmeden.
O gece kadehler birkaç kez kalktı. En anlamlısı ise, kitapları çok satanlar arasında olan iki kadın yazar: İpek Çalışlar ve hem kitabı, hem de bebek bekleyen anne adayı Elif Şafak içindi.
Doğrusu gecenin ‘tatlı’ geçmesinde, her zamanki gibi bembeyaz giysisiyle Ahçıbaşı Abidin Usta’nın da payı büyüktü.
* * *
Mutlu/mesut eve döndükten sonra oluşan sorulara yanıtlar aradım. Günlük gazetelerde yazan bir köşe yazarıyla, haftalık yayınlanan bir cemaat gazetesinde yazan bir köşe yazarı, farklı kulvarlara rağmen, aynı oranda başarılı olabilir miydi? Aslında bu soruyu kendime soruyordum. Hiçbir zaman yüksek tirajlı gazetelerin bir kadın yazarı olmayacağım. Zira hedefim o değil; sadece kendimi aşmak için savaş verebilirim. Amaa, İpek Çalışlar gibi bir roman yazarı olmayı da çok isterim. Bir ucundan başlayabilsem..
* * *
Bugün ve gelecekte, Şalom’da yazan tüm gençlere dileğim; hedefiniz neyse, oraya koşun. Ama asla başkasının kötü bir kopyası olmayın.