Futbol spor mu? Endüstri mi?

Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

NEDİM BÜYÜKABOLAFYA


Bir ay boyunca Dünya Kupası fırtınası evlerinizde esti durdu. Kazananlar, kaybedenler, haksızlıklar, güzel goller, itirazlar, gözyaşları ve sevinçler… Bunların hepsi evimize misafir oldu.
Milyarlarca insan, televizyon karşısında 6 kıtadan 32 ülkeyi karşı karşıya getiren 64 maç seyretti.
Ve her yarışta olduğu gibi bu yarışta da, bir takım mutlu sona ulaştı. Fakat onlarca sporcuda bireysel galibiyet elde etti.
Şampiyonluk mücadelesinin geçtiği son gün ise, iki milyarı aşkın insan –ki bu dünya nüfusunun üçte biri demek –televizyonlarının karşısında başka hiçbir şeyi düşünmeden  ekran başındaydı.
Futbol, bir numaralı spor. Fakat hiç kuşkusuz, spordan çok daha fazla etkeni bünyesinde barındırıyor.
Bireyin rolü ve takım çalışmasına dair zihniyeti öne çıkarıyor ve sahtecilik, hile, keyiflilik, zorbalık, adaletsizlik hakkında ateşli tartışmalara sebebiyet veriyor. Hayatta olduğu gibi, futbolda da kaybedenler kazananlardan fazla. Bu nedenle futbol her zaman, bilinçli veya bilinçsiz, onda kendi kaderini gören mütevazi, sıradan insanların sporu oldu. Bir takımı sevmek, aynı zamanda acı çekmek olduğunu öğrendiler.
Futbol, aslında en siyasi spor dalı. Ait olma, kimlik, sınıf ayırımı, adanma, din gibi temel meseleleri de içinde barındırıyor. Statlar zaman zaman fanatik taraftarlar arasında milliyetçi ve bölgeciliğe varan taşkınlıklara da ev sahipliği yapıyor.
Bu kadar büyük meseleleri etrafına toplayan meşin yuvarlak ister istemez reklamcılarında ilgisini çekiyor. Çünkü futbol günümüzde sportif faaliyet olmaktan çok büyük bir kesim için pahalı yıldızlarıyla, bir açık hava ve televizyon gösterisi.
Zenginliklerin çoğu güneyde, olmasına rağmen oyuncuları satın alacak güç  kuzeyde bulunuyor. Bu bir nev’i modern insan ticareti gibi. Ortada dönen paranın boyutu akıl durdurucu. Örneğin, Fransa’nın final maçında televizyonda otuz saniyelik reklam spotunun değeri 250 bin Avro’ydu.Buna rağmen Fransız milli takımının çoğunu  sömürgelerinden gelen futbolcular oluşturmakta. Ve  FİFA Dünya Kupası’nın dünya televizyonlarındaki yayın ve teklif haklarından en az 1,172 milyar Avro gelir elde etti.
Ayrıca bu dünya kupasıyla bağlantılı reklam yatırımlarından toplam gelirinin, üç milyar Avro’yu aştığı tahmin ediliyor.
Brezilya’lı yıldız Ronaldinho, bu kupada adından söz ettirmese bile yıllık reklam geliri 60 milyon $ civarında (bilgisayar, sakız, dondurma v.s); adını artık duymadığımız İlhan Mansız çıktığı kadın pedi reklamıyla adında uzunca söz ettirdi .
Tüm bumların yanı sıra meşin yuvarlak transfer ve bahis piyasasını da kontrol aylında tutuyor. Kimi takımlar ,galibiyet için şike yapmaktan kaçınmıyor…
Şimdi düşünüyorum da,  küçük yaşta spor olarak başlanılan top oynama sevgisi, ileride hem ciddi gelir kaynağı ve popülarite aracı olmamış mı?
Acaba artık babalar top peşinde ayakkabı parçalayan çocuklarının kulaklarını çekiyor mu?
Yeni sezon liginiz hayırlı olsun...