Aktif ol! Sağlikli yaşa! İyi hisset!

Nur ŞAUL BARAKAS Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Geçtiğimiz hafta anneler günü sebebi ile İzmir’e ailemin yanına gittim. Havanın güzelliğini fırsat bilip ailemle bol bol gezdik. Alsancak’ın neşe dolu kalabalık sokakları, kordonun huzur verici büyüsü, yazın gelişi ile yeniden canlanan doğa, bir nevi detoks etkisi yarattı bende.
İstanbul’a dönüş yolunda, Fransız bir grup ile tanıştım. Havalimanında sohbet esnasında, İzmir’e gelme amaçlarının, dünyadaki yeni trend olan ve her geçen gün gelişen, Wellness olduğunu söylediler.
*****
"Wellness" kelimesi son yıllarda en çok kullanılan sözcükler arasında yerini aldı. İngilizce kökenli bu kelime, sağlıklı ve mutlu bir yaşam anlamını içermektedir. Dolayısıyla bu tanım aynı zamanda sağlıklı yaşam sektörünün de adıdır.
Wellness felsefesinin temeli, insanın beden sağlığı ile ruh dinginliğini optimize eden kurallar bütününe dayanır. Yeni doğan bir bebeğin sağlıklı yaşamasından, yetişkin bireylerin mutlu yaşamasına değin özgün bir hayat görüşü olarak ta nitelendirilebilir. Fiziksel aktivite ve dengeli beslenme, bu felsefenin temel unsurları arasındadır.
Wellness, bir insanın aktif bir yaşam enerjisine sahip olmasını ve bilinçli beslenmesi gerektiğini savunur. Bir bakıma "yaşam enerjisi " heves ve mutlulukla elde ediliyor. Sonra bilinçli mutfak kültürü giriyor işin içine. Önerilen diyet tipi, hayvansal proteinlerin özellikle deniz mahsulleriyle çevrelendiği bir mutfak. Ayrıca, kuru baklagiller, çimlendirilmiş ürünler, makarna ve bulgurdan oluşuyor. Süt ve süt ürünleri ile kırmızı etleri dengeli tüketmek gerek. Tahıl ürünleri ve zeytinyağı büyük bir paydaya sahip. Bunun yanı sıra, sebze ve meyveler ise değişmezler arasında yer alıyor.
Fast food kültürü ise wellness anlayışına göre en korkulan beslenme biçimi. Çoğu kanser türleriyle, kalp-damar hastalıklarının wellness’in onaylamadığı yaşam tarzından kaynaklandığı açıkça görülmektedir.
Kaplıca, kür merkezleri, sauna ve oksijen takviyesini de yukarıdaki söylemlerimize ekleyecek olursak "wellness" tam bir yaşam disiplini haline geliyor. Wellness’in doğrudan savaş açtığı en önemli sağlık problemi ise obezite. Bugün Amerikalıların %67si ve Avrupalıların %45’i aşırı şişman. 
Wellness pazarı, sadece Amerika’da 600 milyon dolar civarında bir endüstri halini aldı.  Bunun 80 milyar doları vitamin ve takviye ürünler pazarına ait. Wellness tabanlı güzellik ve form koruma klinikleri, doğal besin dükkanları, vitamin ve alternatif sağlık mağazaları diyet ve kür merkezleri, sağlıklı ürün marketleri gibi çeşitli faaliyet alanları var. Marka ve sloganlar " wellness edebiyatına" uydurulmuş. Uygulama alanlarını bir araya getirecek "wellness sağlık köyleri" fikri ise henüz tam olarak olgunlaşmış değil.
Güneş, temiz hava, doğa ve berrak bir deniz, organik meyve ve sebzelerin bol olduğu, tarım ilaçlarının henüz yaygın olarak kullanılmadığı geniş topraklar, dört mevsimi bir arada yaşayan kıyı şeritleri… Wellness’in tüm bu özelliklerinin bir arada olduğu ülkelerden biri de Türkiye’dir. Ege’den Akdeniz’e  uzanan kıyı şeridimiz, dünyada kendini koruyabilen coğrafi alanlardan biri haline gelmiştir. Milyonlarca obez ve sağlık sorunu olan kişilerin ülkemize tedavi için geldikleri ise kaçınılmaz gerçeklerden biridir. Bu kıyılarımız sadece tatil amaçlı olmayıp organize ve bütüncül nitelikli sağlık turizminin de kapılarını aralayan bir rol oynamaktadır.
Gelecek yıllarda sektörün daha da gelişeceği şüphesizdir…..