Münich`ten Cameri`ye...

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
Çevremde hemen herkes, iki saat elli dakikalık bir filmden söz ediyor: Steven Spielberg’in yönetmenliğini yaptığı, “Münich”. “Gördün mü?” “Aaa, mutlaka görmelisin. Yapma, nasıl gitmedin?”
Film vizyona gireli henüz bir hafta bile olmadı. Görmediğim bir film için yorum yapmam imkansız. Ama nedir bu telaş, çıkaramadım. Onun içindir ki, toplum psikolojisi en korktuğum olgulardan biridir.
* * *
Kar, bu kez ince ince yağdı.
Beyaza bürünmüş şehirde trafik ana caddelerde hiç aksamadı. Belediye bu kez gerçekten iyi çalıştı. Ara sokaklara girmediğim için ne durumda olduklarını bilmiyorum.  Birtakım istisnalar da vardı. Örneğin, Teşvikiye’de karla kaplı kaldırımlardaki ilan panoları patinaj yapmak için birebirdi. Her ne kadar esnaf ve apartman sakinleri cam panoların üstüne gazeteler ve bezler örttüyse de, zaten yürümekte zorlanan vatandaşa hoş anlar yaşatmadı.
Belediye’nin turuncu tulumlu işçileri Nişantaşı’nda kaldırım temizlemekte aralıksız çalıştılar. Kürekler kaldırımdan kalktı, caddenin kenarına indi. Böylelikle tertemiz kaldırımlar ve kenarda biriken tepecikler oluştu. Kısacası, karşıdan karşıya geçmek olanaksıza yakındı. Mantığı pek kavrayamadım, ama neyse. Bu vesileyle, ayakkabıların tabanına geçirilen zincirler olduğunu da öğrendim. Hatta Barınyurt gönüllülerinden bir ablamızın ayağına bu zincirlerden takıp binaya sağ salim ulaştığı kulağımıza geldi. Bir yandan imrendim, bir yandan da ‘cesaretin azı karar çoğu zarar’ diye içimden geçirdim. Gene de tebrikler...
Bu kış günlerinde hava durumunu yakından izleyen üç grup vardı. Bayram tatilinden sonra sömestre doyamayan öğrenciler -ki bu psikoloji senelerdir değişmez- finalleri olan üniversite öğrencileri ve hepsinden önemlisi: orta yaş ve üzeri insanlar.
Doğa hepimizden güçlü. İnsanoğlu’nun başa çıkamayacağı tek gerçek bu.
 * * *
Cameri, İsrail’in önde gelen tiyatrolarından biri 5 Şubat günü, AKM Büyük Salonu’nda ‘Requiem’ adlı oyunu, anadillerinde ve alt yazıyla sahneleyecekler. Yapılan protokol çerçevesinde de Devlet Tiyatroları’nın bir oyunu da İsrail’de sergilenecek.
‘Requiem’, Türkçe’de ‘Ağıt’, İbranice’de ise ‘Ashkava’ Hanoch Levin adlı ünlü yazarın, Çehov’un üç oyunundan uyarladığı bir masal.
43 kişilik sanatçı ve teknik ekibiyle İstanbul’a gelecek olan Cameri Tiyatrosu, aynı oyunu 7 Şubat’ta Ankara’da sergileyecek.
Yediot Ahronot Gazetesi’nden Y. Amir oyunu izledikten sonra gözlemlerini şöyle belirtti: “Seyirciler arasında çok büyük bir sessizlik hakimdi. Hayatımda ilk defa kış aylarında bir gösteriye gidip de insanların öksürmediklerini gördüm. Salondaki sessizlik bir bıçak gibi kesilebilirdi. Ama Levin, seyircinin ruhundan anlayan bir tiyatrocu olarak en kötü sahnelerde bile seyirciyi güldürmeyi ve olumlu düşünmesini sağlamayı biliyor.”
Kültür bağları kadar insanları isteyerek biraraya getiren çok az güzellik vardır. Bu vesile ile, Cameri Tiyatrosu’nun ülkemize gelmesinde emeği geçen İsrail Kültür Ataşesi Batia Keinan’a teşekkür ederim.