Herşeye rağmen tiyatro

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Geçtiğimiz Cumartesi, Pazar ve Pazartesi akşamı eşimle yarı sanatsal yarı teatral üç ayrı oyun seyrettik. Cumartesi gecesi Şişli Terakki Lisesi Salonları’nda YSK’nın ‘Herşeye Rağmen’i üstün bir oyuncu performansı ile sergiledi. Oyunun son gecesine yetişebilmiştim. Yoğun alkış seslerine rağmen, yöneticilerde az da olsa bir burukluk sezdim. Eminim onca uğraşın ardından, içlerinden, daha çok seyirciye ulaşmak ve daha çok gece oynamak geçiriyordu.
Günümüzde devlet tiyatroları olsun, özel tiyatrolar olsun; hepsinde ‘gişe’ sıkıntısı söz konusu.
‘Herşeye Rağmen’ gönlümden kopan YSK’nın çizgisinden kesinlikle ödün vermemesi.
                                                        * * *
Pazar öğleden sonra Beşiktaş Kültür Merkezi’nde Demet Akbağ ile Yılmaz Erdoğan ikilisinin rol aldığı ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’ adlı oyunu izledim. Doğrusunu söylemek gerekirse, Akbağ’ın oyun gücüne hayran olduğum için gittim. Zira, oyuncuların iyi olması, her zaman iyi bir oyunun ortaya çıktığı anlamına gelmiyor. Tıklım tıklım dolu salonda, oyuncularından birinin, hayli sık tekrarladığı, ‘ha,.iktir’ sözcüklerinin ardından kopan kahkaha tufanı inanılır gibi değildi. Sonuçta o da var; bu da var. Demek Akbağ’ı beş yıl önce ‘Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?’ oyununda izlemiştim. Şimdi göreceğimi gördüm. İnşallah bir beş yıl sonra bir daha izlerim. Kısacası, benim için BKM, ‘5 Yıl Önce 5 Yıl Sonra’ programına alındı.
Pazartesi akşamı DYD’nin Amram Oditoryumu’nda sahnelediği  ‘Hello, Dolly’ müzikalinin galasındaydım. Dostlar birarada, heyecan doruktaydı. Oyunun ilk gecesi olmasına rağmen izleyicilere yansıyan bir aksaklık yoktu. Onlar da tıpkı YSK gibi sonraki oyunları için seyirci endişesi taşıyorlardı. Gene de, içimden bir ses, bu kadrodan ‘iki profesyonel’ oyuncu çıkacağını söylüyor.
Göztepe Kültür Derneği’nin tiyatro ekibini de sırasıyla bekliyoruz.
                                                        * * *
Dernek tiyatrolarına görev icabı değil de, keyfi olarak gitmek tercihimdir. Bu bağlamda da, uzun süreden beri dernek tiyatroları hakkında ‘yorum’ yapmayı kendime yasakladım.
Şahsen YSK, DYD ve GKD fanatiği olmayıp, gazetenin en yoğun olduğu Salı günü, kaçırdığım, Barınyurt’un tüm kurum bayanlarını onurlandırdığı ekipten yanayım...
                                                        * * *
İster istemez tiyatroya geri dönüyorum.
4 Aralık Pazar Gecesi DYD Salonları’nda eşine rastlanmayan bir yaşam oyunu oynandı. Adı: ‘Evlilik Oyunu.’ idi. Başrol oyuncuları Lisya Esentürk ve Albert Behar’dı. O gün Şişli Sinagogu’nda dini törenle hayatlarını birleştiren genç çift, akabinde arkadaşlarının hazırladıkları yarı sürpriz bir geceyle Dostluk Yurdu’nda inanılmaz saatler yaşadılar/yaşattılar.
Sevilmek çok güzel Lisya ve Albert.

Not: Lisya, Yahudi Kültürü Avrupa Günü’nde elimden kaçtın. Mutlaka, bir yerlerde yakalanacaksın.