Mayıs 68’in 50. Yıldönümü

20. yüzyıla damgasını vuran ‘Mayıs 68 Olayları’nın 50. yıldönümünü Cannes festivali iki filmle kutladı

Viktor APALAÇİ Sanat
29 Ağustos 2018 Çarşamba

1968 Cannes Film Festivali, Fransa’nın dört bir tarafına yayılan öğrenci ve işçi olaylarının tırmanışa geçmesiyle yarıda kalmıştı. O günlerin iki lideri Daniel Cohn Bendit ile Romain Goupil’in 50 yıl aradan sonra yaptıkları ‘La Traversée’ özel bir seansla gösterildi. Stanley Kubrick’in 1968 tarihli başyapıtı ‘2001: Uzay Yolu Macerası’nın yenilenmiş 70 mm.lik kopyası ilk kez 71. Festival’de gösterildi. Filmi Kubrick’in üvey kızı Katharina’nın eşliğinde Christopher Nolan takdim etti.

 

Mayıs 1968’de Fransa’da 20. yüzyılın en önemli öğrenci ve işçi ayaklanmalarından biri yaşanmıştı.

1968 Cannes Film Festivali, Fransa’nın dört bir tarafına yayılan olayların tırmanışa geçmesiyle yarıda kalmıştı. O günleri Cannes’da yaşayan (rahmetli Tuncan Okan ile birlikte) iki Türk gazetecisinden biriydim.

Geçtiğimiz mayıs ayında 71.si yapılan Cannes Film Festivali, Mayıs 68’in 50. yılını çeşitli etkinliklerle kutladı. Stanley Kubrick’in 1968 tarihli başyapıtı ‘2002: Uzay Yolu Macerası’nın MGM tarafından yenilenen 70 mm.lik Cinerama kopyası, özel bir gösterimde festival programına alındı.

Mayıs 68 hareketini başlatan öğrencilerin lideri Daniel Cohn Bendit’in, dava arkadaşı Romain Goupil ile müştereken yaptıkları ‘La Traversée’ adlı film özel bir seansta gösterildi.

1968 yılına damgasını vuran iki önemli olayın kahramanları Stanley Kubrick ile Daniel Kohn Bendit’in ortak noktaları, her ikisinin Yahudi dinine mensup olmalarıydı.

Sinematografi ve kamera çekimleri konusunda yaptıkları, okullarda ders olarak okutulan Stanley Kubrick, sinema sanatının en önemli yaratıcıları arasında gösteriliyor.

Öğrenci lideri olarak Mayıs 68’in sembolü haline gelen, izlediği siyaset ve saçının renginden ötürü ‘Kızıl Dani’ adını alan, siyasette de kendine bir yer edinip Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eş Başkanı olmuştu.

Mart 68’de Paris’te başlayıp tüm Fransa’ya yayılan olayların 1968 Cannes Film Festivali’ne yayılmasını basın; “68 Ruhu Cannes’da” manşetiyle duyurmuştu. Nitekim festivalin beşinci günü olan 13 Mayıs’ta, ünlü bir yönetmen grubunun baskısına boyun eğen festival yönetimi pes etmek durumunda kalmıştı.

SİNEMADA CANNES 68

Çiçeği burnunda bir gazeteci olarak Cannes’da yaşadığım o fırtınalı beş gün henüz bir sinema filmine konu olmadı. Fransız yönetmen Michel Hazanavicius, ‘Godard ve Ben/Le Redoutable’ adlı filminde Jean Luc Godard’ın Mayıs 68’in Paris günlerini anlatıyor.

Godard, aktris eşi Anne Wiazemsky ve festivalde yarışan yönetmen arkadaşı Michel Cournot ile birlikte gittiği Cannes’da, yarışmanın yarıda kalmasında başrolü oynamıştı.

Godard, Yeni Dalga Akımının kuramcıları olan arkadaşları François Truffaut, Louis Malle ve Claude Lelouch ile festival sarayının ana salonunu basmış ve bir filmin projeksiyonunu durdurmuştu.

‘Peppermint Frappe’ adlı bu filmin yönetmeni olan İspanyol Carlos Saura, bu boykot hareketine katılmış ve filmini yarışmadan çektiğini ilan etmişti.

Festival Başkanı Favre Le Bret’in 13 Mayıs 1968’de festivali durdurma kararı, 1968’i festival tarihinin yarıda kalan ilk ve tek festivali yaptı.

Godard ile 12 yıllık bir evlilik yaşayan aktris Anne Wiazemsky’nin otobiyografik anılarına dayanarak senaryosunu yazdığı ‘Godard ve Ben’ filminde Michel Hazanavicius, bir Oscar’lı yönetmene yakışmayacak ucuz bir kurnazlık yaptı.

Paris’te öğrenci ve işçilere bir militan olarak destek veren ve bu desteğini Cannes’da sürdüren Godard’ın Cannes’da yaşadıklarına filminde yer vermiyor.

Festivalin yarıda kalmasına yol açan olaylar filmde yok. Godard’ın o dönemde yaşadıklarını anlatmak gayesiyle yapılan filmde, Cannes günlerini görüntüler yerine radyodan gelen ajans haberleriyle geçiştirmek, kolaycılığa ve ucuzluğa kaçmak, dört Oscar Ödülü kazanmış Hazanavicius’a hiç yakışmamış.

 

 

UZAY YOLU MACERASI 50 YAŞINDA

Mayıs 68 olaylarının 50. yıldönümünün mayısta Cannes Festivali’nde kutlanmasına dönecek olursak, programa birer özel gösterimle konan iki filmin kahramanlarından biri, Daniel Cohn Bendit Cannes’da bulundu.

1999’da ölen Stanley Kubrick’i üvey kızı Katharina ile hayranı olan Christopher Nolan temsil etti. İlk gösterimi 2 Nisan 1968’de Washington’da yapılan ‘2001: Uzay Yolu Macerası’nın MGM tarafından yenilenen 70 mm.lik kopyası izleyiciler için gerçek bir sinema şöleni oldu.

Filmin sinema tarihindeki önemine kısa bir konuşma le değinen Festival Direktörü Thierry Frémaux sözü Christopher Nolan’a devretti. Kariyerinde ‘Başlangıç’ (2010) ve ‘Yıldızlararası’ (2014) gibi iki bilimkurgu filmi bulunan, Kubrick’e olan hayranlığını her fırsatta dile getiren İngiliz- Amerikan yönetmen; “Uzay Yolu Macerası’nı her izleyişimde yeni şeyler keşfediyorum” diyerek, sahneye Kubrick’in üvey kızı Katharina’yı, filmin başrol oyuncusu Keir Dullea’yı ve filmin yapımcısı Jan Harlan’ı davet etti.

Üçü babasının olmak üzere dört filmde aktris olarak yer alan Katharina Kubrick; “15 yaşımdayken, babamı Uzay Yolu Macerası setlerinde sık sık ziyaret etmiştim” dedi.

Film, mükemmeliyetçi bir yönetmen olarak tanınan Kubrick’in kariyerinde en çok tartışma yaratmış ve aradan 50 yıl geçmesine rağmen, ortaya attığı sorular nedeniyle tartışması devam eden bir başyapıttır.

Sinema antolojilerine geçen, izleyicisini büyüleyen, doyumsuz güzellikteki filmin birinci bölümü, Rus müzisyen Aram Khachaturyan’ın besteleri ve Johan Strauss’un Güzel Mavi Tuna Valsı ile görsel ve işitsel bir şölene dönüşüyor.

‘2001’, insanlığın başlangıcından geleceğine olan sürecine benzersiz bir bakış atıyor. Dört bölümlük filmin açılışında ilk insanın yaşadığı dönem tasvir ediliyor.

Gruplar halinde yaşayan ilk insanlar henüz bir alet yapma ve kullanma becerisine sahip değil. Filmin ikinci bölümünde unutulmaz zamansal sıçramada, alet kullanmasını öğrenen insan gücünün farkına varmıştır.

Dünyadan havalanmış uzay mekiğinin senkronize hareketleriyle Kubrick bir uzay balesiyle izleyicisini büyüler.

Filmin yapıldığı 1968’de henüz Ay’a gidilmediği, uluslararası uzay istasyonu kurulmadığı göz önünde bulundurulunca, Kubrick’in hayli gerçekçi bir gelecek portresi çizdiği görülüyor.

Filmin üçüncü bölümü bilimsel bir keşif için yapılan Jüpiter yolculuğu, dördüncü bölüm insanla makinenin savaşını anlatır.

Klasik müzik hayranı Kubrick, çok az diyalog içeren senaryosunu, ustaca kullanılan müzik partisyonu desteğiyle, dâhiyane bir mizansen eşliğinde uyguluyor.

En İyi Görsel Efekt Oscar’ını kazanan filmi, aradan 50 yıl geçmesine rağmen, türün hiçbir filmi tahtından indiremedi.

 

MAYIS 68’İN İKİ LİDERİ

1968’de Stanley Kubrick 40, Daniel Cohn Bendit 23, Romain Goupil ise 17 yaşındaydı.

Mayıs 68 hareketinin ele avuca sığmaz iki militanı Daniel Cohn Bendit ile Romain Goupil, 50 yıl aradan sonra tekrar bir araya gelip, Fransa’yı baştanbaşa kat edip bir belgesel yapma kararı alırlar. Adını ‘Kat Etme/La Traversée’ koyarlar.

Yazar- aktör- yönetmen R. Goupil, öğrencilik yıllarındaki aşırı solcu fikirleriyle, İhtilalci Komünist Derneği’nin lider kadrosunda yer alıyordu.

50 yıl önce, 7-8 milyon işçiyi greve götüren eylemin elebaşlarından biri olan, Fransa’yı gelen greve götüren, 1969’da anlı şanlı De Gaulle’un başkanlıktan uzaklaşmasına yol açan Mayıs 68’in önemli aktörü Goupil’in günümüzde barikatın karşı tarafına geçtiğini görüyoruz. Zira kendisi Emmanuel Macron’un ve ‘En Marche/Yürüyüş’ hareketinin önde gelen destekçisi.

15 bin km kat eden Bendit- Goupil ikilisi Fransa’nın mozaiğini teşkil eden çeşitli insanlarına mikrofon uzatırken yargılamaktan uzak, tarafsız kişiliklerini sergilerler. Filmin ilk karesinden sonuncusuna ekrandan eksik olmayan Daniel Cohn Bendit, yaptığı söyleşilerde tartışan ancak karşısındakinin fikirlerine saygı duyan, olumlu, pozitif, iyimser ve sevecen kişiliğiyle sempati topluyor.

1968’in aktörleri Stanley Kubrick, Bendit- Goupil’in filmlerini nostaljik duygular eşliğinde izledim. Zira 50 yıllık Cannes serüvenimin en unutulmaz olayı 1968 Cannes Film Festivali’nin yarıda kalmasıyla neticelenen olaylardı.