Yaz satışından hayat boyu iyiliğe

Burgazadalı çocuklar ‘yaz satışını’ zamanın ruhuna uydurarak başka bir boyuta taşıdı. Çocuklar üç yıldır, her yaz sonu topladıkları parayı, çocuklarla ilgili bir kuruma bağışlıyor.

Selin SEVİNDİREN Yaşam
8 Ağustos 2018 Çarşamba

Yaz gelince çocuklar, atılmış bir meyve kasasından dönme tezgâhın üstünde, limonata, kurabiye, kek, okunmuş kitaplar, kullanılmış oyuncaklar satar... Bu satış onlar için hem eğlence hem cep harçlığı demektir. Bu önermenin zamandan ve mekandan bağımsız olarak doğru olmadığını kim söyleyebilir? Bakınız kendi çocukluğunuz ve yazlıklarda geçen filmler. Bugün size tanıtacağım çocuklar ise bu satış işini başka bir boyuta taşıdı. Çocuklar üç yıldır, her yaz sonu topladıkları parayı, çocuklarla ilgili bir kuruma bağışlıyor. Tabii zamanın ruhuna da ayak uydurdular. Ters meyve kasasının yerini IKEA masası alırken, çocuklar ellerinde tepsilerle etrafa dağılıyor, telsiz uygulamasıyla lojistik yönetimi yapıyor, hazırladıkları posterlerle pazarlama faaliyetlerinde bulunup, kalite belgeleri olarak geçmiş yılların bağış sertifikalarını gösteriyorlar.

 2016'dan bir kare

İlk yıl LÖSEV, ikinci yıl ‘İçerde Çocuk Var’ projesi için bağış toplayan Burgazlı çocuklar bu yıl ise İZEV için kolları sıvadı. Yaz sonunda azımsanmayacak bir parayı bağışlamanın iç huzurunu yaşayan bu çocukların, erişkin birer birey olduklarında ‘tikun olam’ı* hayatlarının bir parçası haline getireceklerinden, bu iyiliği çevrelerine de yayacaklarından şüpheniz olmasın.

Çalışmalarını bir de çocukların ağzından dinleyelim.

 Bu satış ve yardım işini neden yapıyorsunuz?

Selin Kovos: Bizim sahip olduğumuz fırsatlarımıza sahip olamayan çocuklara destek olmak bizi çok mutlu ediyor.

Jasmin Öztürkkan: Bağış yapmayı çok seviyorum, insanları mutlu etmek, iyilik yapmak çok iyi hissettirtiyor.

Jessica Sezer: Başka birinin hayatına iyilik katabileceksem, yardım edebileceksem, neden yapmayayım?

Pırıl Kohen: Arkadaşlarımla eğlenirken aynı zamanda yararlı bir şey de yapmak beni çok mutlu ediyor.

 Satış ve sonrasındaki bağış sürecinde en çok zevk aldığın kısım hangisi oluyor?

Eren Franko: Cep telefonlarımıza telsiz aplikasyonu olan ‘Zello’yu indirdik. Bu teknoloji sayesinde verimimizi arttırırken çok da eğleniyoruz.

Alida Ovadya: Topladığımız parayla bağış yaptıktan sonra hissettiğim mutluluk...

Sani Öztürkkan: Bazı kimseler hiçbir şey satın almasa da para veriyorlar, iyi insanların yaptığımız bu işe değer verdiğini görmek beni çok mutlu ediyor.

Nicole Behar: Satacağımız yemekleri arkadaşlarımla hazırlarken çok eğleniyorum.

Ralf Koronyo: Satış bittikten sonra eğer yaptığımız yemekler arttıysa onlara saldırıyoruz.

 Bu süreçte en zorlandığın kısım hangisi?

Beliz Kandiyoti: Satışları arttırmak için tezgahın başından kalkıp elimizde tepsiyle dolaşıyoruz. Etrafta dolaşmak bizi sıcaklarda epey zorluyor.

Dafne Ovadya: Sokaktan geçen insanlar arasında bizi dilenci sananlar olması zoruma gidiyor.

Kiara Dovek: Anneleri kızdırmadan uygun mutfak bulmak ve herkesi organize edip yemek yapmak zor oluyor.

Emma Kaspi: Amacımızı anlatsak da umursamadan geçip gidenler olunca üzülüyorum.

Eyal Kohen: Yemek hazırlıklarından sonra mutfağı toplamak.

 

*Tikkun olam: Yahudilikte dünyayı tamir etme ve daha iyi hale getirme anlamına gelen öğreti