Devarim: Sebepsiz Sevgiye Dönüşmek

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
18 Temmuz 2018 Çarşamba

Devarim peraşasının okunduğu hafta Tişa be Av öncesidir ve bu Şabat ‘Şabat Hazon’ olarak bilinir. Her ne kadar bu Şabat gününde bu konudan söz etmek gerekse de tarih boyunca tsadikler Maşiah’ın gelişi ile ilgili umutlarını hep gündemde tutmuşlardır. Rabi Levi Yitshak de Berdichev kızının düğün davetiyesinde ilginç bir ifade kullanır. “Düğün üçüncü Bet Amikdaş’ta Yeruşalayim’de falanca gün ve saatte olacaktır. Ancak eğer Maşiah gelmeyecek olursa o zaman düğün aynı tarih ve saatte Berdichev’de falanca yerde gerçekleşecektir.” Bu tsadiklerin umutlarını kaybetmediklerine güzel bir örnek teşkil edebilir.

5 Av tarihi tarihin kaydettiği en büyük Kabala üstatlarından biri olan Rabenu Yitshak Luria Aşkenazi’nin vefat günüdür. Yeruşalayim’de doğan Arizal, küçük yaşta Mısır’a yakını Rabi Mordehay Francis’in yanına gider ve eğitimini orada alır. Otuz altı yaşında Yeruşalayim’e dönen Arizal Zeytindağı’ndan bakarken Satan’ın orada olduğunu görür. Bir ayağı Tapınak tepesinde diğer ayağı da kilisenin bulunduğu yerdedir. Satan, Arizal’e Maşiah ben Yosef olarak hitap eder ve oradan gitmemesi halinde öldüreceğini belirtir. Arizal, Tsfat kentine yerleşir ve burada bilgilerini sadece iki yıl boyunca öğrencileriyle paylaşır. Otuz sekiz yaşında hayata veda eden Arizal ölümünden sonra bile yakın öğrencisi Rabi Hayim Vital ile rüyasında bilgileri paylaşmaya devam eder. Şabat günleri uyuma geleneği olan Arizal, öğrencisi Rabi Hayim Vital’e bu uyku sürecinde inanılmaz bilgileri öğrendiğini söyler.

Bilindiği gibi ikinci Bet Amikdaş’ın yıkılma nedeni “sinat hinam – sebepsiz nefret” olarak bilinir. Aslında her nefretin mutlaka bir nedeni vardır. Ancak bu nedenlerin hepsi bu nefretin verdiği zarar karşısında yetersiz ve ‘nedensiz’ kalmaktadır. Bu nefret Geula’yı ve Maşiah’ın gelişini geciktirmektedir. Peygamber “sinam nimkartem velo bekesef tigaelu” derken satılmamızın galuta düşmemizin nedenini sinat hinam olarak vermekte yapılan iyi davranışların, Tora öğrenmenin, mitsvaların nefret oldukça hiçbir işe yaramayacağını öğretmektedir. İkinci Bet Amikdaş zamanındaki bilgi düzeyi inanılmazdır. Yapılan mitsvalar, iyilikseverlik hat safhadadır. Ancak bütün bunlar bu nefret yüzünden gerçekleşen yıkımı önlemeye yetmemiştir. Bu nefret ortadan kalkmadıkça yararı olacağı da şüphelidir.

Devarim 17/8’de yer alan pasuğun tercümesine bakalım: “Bir yargı konusu senin için belirsizse bir kan lekesinin niteliği konusunda, dava kararları konusunda, tsaraat lekeleri konusunda, şehirlerde anlaşmazlıklar söz konusuysa kalkıp Tanrı’nın seçeceği yere çıkmalısın.” Pasuğun basit anlamı yargıda belirsizliklerin Yeruşalayim’deki Sanhedrin tarafından çözülmesi gerektiği yönündedir. Ancak Arizal bunu daha farklı bir şekilde açıklar. Ona göre eğer Tanrısal yargı konusunda şüphelerimiz varsa ve bunu anlayamıyorsak kanımızın neden kolay döküldüğünü sorguluyorsak, neden hep toplum olarak yargılandığımızı söylüyorsak ve tarih boyunca çektiğimiz sıkıntıları anlayamıyorsak ‘anlaşmazlıklarımıza’ odaklanmamız gereklidir.

“Eha esa levadi torhahem, umasaahem verivehem – zahmetinizi, yükünüzü ve çekişmenizi tek başıma nasıl taşırım” cümlesi bu hafta okuduğumuz peraşanın en dikkat çeken cümlelerinden biridir. Çünkü içinde ‘Eha’ sözcüğü geçmektedir. ‘Eha’ Tişa be Av gecesinde okunan ağıtın ismidir ve Yirmiyau’nun yıkım kehanetlerini içerir. Moşe Rabenu burada aslında çok önemli bir konuya dikkat çekmektedir. Kendisinin bizleri ‘Eha’ sıkıntısından kurtarması karşılığında; ki kırk yıl boyunca sıkıntı görmememiz için bütün yükü tek başına kendisi üstlenmiştir, ‘çekişmelerimize’ bir son vermemizi istemektedir. Çünkü çekişmelerimiz devam ettiği sürece kendisinin ancak bir yere kadar bunu kaldırabileceğini ifade etmektedir. Biz tartışma ve çekişmelerimizi engelleyemediğimiz sürece kimse bizim ‘Eha’ okumamızı engelleyemeyecektir.

Hepimizin yakından bildiği bir cümle, bir mitsva vardır. “Veaavta lereaha kamoha ani Ad…” şeklinde verilen bu mitsva yakınımızı kendimiz gibi sevmemizi istemektedir. İnsan ile insan arasındaki mitsvaların temeli olan bu sözün “Ani Ad…” şeklinde tamamlanması bilgelerin açıklama yapmasını gerektirmiştir.

Moşe Rabenu bu haftaki peraşa ile başlayan Devarim kitabında oldukça sert uyarılarda bulunur. Bu uyarıların söylenmesi için Tanrı ona izin vermiştir. Çünkü gelecekte nasıl hatalara düşeceklerini bilmektedir. Moşe bu yanlışların olmaması için bizleri oldukça yüksek tonlarda uyarmıştır. Bizlere düşen bu uyarıları dikkate almak ve en büyük eksiğimiz olan karşımızdakini sevmenin yollarını bulabilmektir.