Enflasyondaki yükselişin 4 temel nedeni

Bu köşede daha önce kişisel enflasyondan bahsetmiştim. Yaşam tarzındaki değişikliklere göre kişisel enflasyonun açıklanan manşet enflasyona göre yüksek oranda değişebileceğini anlatmıştım. Dolar kurunda gerçekleşen sert yükselişin ardından enflasyon tahminleri de yukarı yönlü olarak revize ediliyor. Enflasyon artık yaşam tarzı gözetmeksizin yükselirken bir sene önceki yazımda belirttiğim enflasyon canavarının yeniden ortaya çıkma ihtimali ise piyasalarda çok daha yüksek sesle konuşuluyor.

Kadirhan ÖZTÜRK Ekonomi
20 Haziran 2018 Çarşamba

Bu köşede daha önce kişisel enflasyondan bahsetmiştim. Yaşam tarzındaki değişikliklere göre kişisel enflasyonun açıklanan manşet enflasyona göre yüksek oranda değişebileceğini anlatmıştım. Dolar kurunda gerçekleşen sert yükselişin ardından enflasyon tahminleri de yukarı yönlü olarak revize ediliyor. Enflasyon artık yaşam tarzı gözetmeksizin yükselirken bir sene önceki yazımda belirttiğim enflasyon canavarının yeniden ortaya çıkma ihtimali ise piyasalarda çok daha yüksek sesle konuşuluyor.

Türkiye’nin mevcut ekonomik dinamiklerinde enflasyon canavarını besleyen dört önemli unsur bulunuyor.

1-  Dolar kurunda yaşanan yukarı yönlü güçlü hareket 

Malumunuz Türkiye’de üretilen ürünlerin içerisinde dahi yüksek oranda yurtdışından alınan ara mal ya da ham maddeler yer alıyor. Ne kadar kendi kendine yeter bir ekonomi olsanız da para biriminizin dolara karşı değer kaybetmesi hem alım gücünü düşürüyor, hem de rnominal olarak şirketinizi/ekonominizi küçültüyor.

Üstelik birçok alanda dışarıdan almak zorunda olduğunuz ürünler varsa bunun etkisini daha fazla hissediyorsunuz. Özellikle direkt ithal oranı çok yüksek olan elektronik aletler, otomobil gibi ürünlerde fiyatlarda çok sert şekilde yukarı yönlü hareket olduğunu görüyoruz. Bunlar fiyatlar genel seviyesinde de yukarı yönlü sert baskı oluşturuyor.

2-  Petrol fiyatlarındaki  sert yükseliş

Brent petrol yaklaşık iki buçuk yıl önce gördüğü 28 dolar seviyesinin ardından yukarı yönlü bir trend başlattı. Özellikle 2018 yılında bu trend ivme kazandı ve 80 dolar seviyelerine kadar ilerledi. Petrol fiyatlarının tarihi dipleri denediği günlerde 2016 yılının cari açık rakamları 27 milyar dolar seviyesine kadar gerilemişti. Türkiye bir net enerji ithalatçısı ülke olduğu için petrol fiyatlarındaki yükselişten en sert etkilenen ülkelerden biri oldu. Fiyatların 28 dolar seviyesinden yaklaşık 3 katına kadar çıkması enerji ithalatı yoluyla cari açığı sert bir şekilde yükseltip doların yükselmesine yardımcı oldu. Bunun yanında brent petroldeki artışın pompa fiyatlarına yansıması, ülkede ulaştırmadan gıdaya hemen her sektörde fiyatlarda yukarı yönlü baskı yaptı. 

 

3- Genişleyici maliye politikaları

Merkez Bankası her ne kadar sıkı para politikası uyguladığını beyan etse de, uygulanan genişleyici maliye politikaları da enflasyon üzerinde olumsuz etki yarattı. Son yıllarda büyümeyi desteklemek adına verilen teşvikler ekonomik büyüme hızına katkı sağlarken hem bütçe açığına neden oldu hem de enflasyonu yükseltti. Bu yönüyle TCMB’nin uyguladığı sıkı para politikası özellikle yabancı yatırımcı gözünde anlamını yitirirken, bütçedeki bozulma TL’yi negatif etkileyip, tahvil faizlerinin yükselmesine neden olarak enflasyonu bir diğer kanaldan tetikledi.

4- KGF kredileri

Reel sektörü kuşkusuz oldukça rahatlatan Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri, finans sektörü içinse o kadar rahatlatıcı olmadı. Birçok KGF kullanıcısı devlet garantili bu kredilerden yararlanıp önemli bir finansal rahatlama sağladı, adeta ‘bir nefes aldı’. Fakat 250 milyar TL’yi bulan bu krediler kaçınılmaz bir şekilde enflasyonu yükseltti. 

Sonuç: Bu yıl bir kez daha şunu gördük ki; Türkiye’nin potansiyel büyüme hızının çok üzerinde bir büyüme yakalaması durumunda, makro ekonomik dengelerinin en az birinde oldukça sert bozulmalar oluşuyor. Bu yıl hem bütçeden, hem enflasyondan hem de kurdan ciddi sorunlar yaşıyoruz. Enflasyonu düşürebilmek için ise kısa vadede faizleri artırıp ekonomiyi soğutmaktan başka bir çaremiz bulunmuyor. Ancak uzun vadede yapısal reformları yerine getirip, daha fazla üreten bir ülke haline gelebilirsek, enflasyonu TCMB’nin orta vadeli hedefi olan % 5 seviyelerinde görebiliriz.