İsrail basınının olaylara bakışı

Gazze sınırında yaşanan olaylar, İsrail basınında farklı açılardan değerlendirildi.

Dünya
16 Mayıs 2018 Çarşamba

İsrail basınında solu temsil eden Haaretz Gazetesi, 15 Mayıs tarihli başyazısında şu ifadelere yer verdi:

“Kudüs’te açılan büyükelçilikten ve Netta Barzilai’ın zaferini kutlayan kalabalıklardan mümkün olan en uzak mesafede, bugünü ve geleceği olmayan, on binlerce çaresiz insan, yardım çağrısı yaptı. Bu hafta, İsrail televizyonlarındaki bazı haber programları, Gazze’de kuşatma altında kapana kısılmış 2 milyon insanın, trajedisini gösterdi. Bu görüntüler, dehşet veren, yürekleri parçalayan görüntüler ve sınırdaki protestoların asıl sebepleri.

Ateşli silahlar, kaybedecek hiçbir şeyi olan gençleri caydırmaz. İsrail’in kendi sınırlarını savunma hakkı konusunda hiçbir tartışma kesinlikle söz konusu değildir. Ancak, bu durum, sınırı geçmeye çalışanlara istediğini yapabileceği anlamına gelmez.

(…)

Sınırın iki tarafındakiler aynı yaşta. Bir tarafta silahlı İsrail askerleri – çoğunlukla tehlike altında değiller ve hiçbir yaralanmadı – ülkelerinin özgür vatandaşları; önlerinde kendilerini bekleyen bir gelecek var. Karşılarında ise genç Gazzeliler, çoğunlukla silahsız, korumasız ve büyük çoğunluğu işsiz… Ve ülkeleri kuşatma altında olduğu sürece, umutsuz… Büyük çoğunluğu, sınırdaki protestolara sadece haykırmak ve ümitsizliğini göstermek için gidiyor.

İsrail Savunma Gücü, İsrail topraklarına sızmayı önleme ve caydırmaktan sorumlu. Ancak çare, Başbakanlık Ofisinde. Başbakan, Hamas’ın İsrail ile bir ateşkesi müzakere etmeye ne kadar hazır olduğunu iyice değerlendirmeli, ablukayı ciddi olarak azaltacak adımları açıklamalı ve olaylarda ağır yaralananların İsrail’de tedavi olmalarına izin vermeli…”

Yedioth Aharanot Gazetesi ise, salı günü yer verdiği başyazında Hamas’ı suçlayan ifadelere yer verdi:

“Kudüs’te, İsrail’in bağımsızlığını ve meşruiyetini destekleyen sembolik bir gün yaşanırken, öte yanda Gazze sınırında, sebepsizce, dikkatleri üzerlerinde toplama ve intihar maksatlı bir girişimde bulunan onlarca Filistinli öldü ve yaralandı. 70 yıldır sürekli aynı şekilde davranan Filistinliler bu kez bu eylemi sadece Hamas’ın prestijini yükseltmek ve bölgedeki hâkimiyetini garanti etmek için gerçekleştirdiler.

Hamas, pazartesi günü Gazze dışında her konuda başarısız oldu. Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler, Hamas’ın ümit ettiğinin aksine İsrail güvenlik güçlerine karşı yığın halinde isyan edip karşı koymadılar.

Dahası Hamas’ın, çığırtkanlığı, mücadelesine yetecek uluslararası destek almasına yaramadı. Ayrıca Gazze sınırına da yığınları toplamayı beceremedi. 100 bin kişi toplayacağını düşünürken sadece 40 bin kişi protestoya katıldı.

(…)

Hamas, Gazze halkına ihtiyacı olanı sağlamakta başarılı olamadı. Başarılı olamadı çünkü yarattığı durumdan avantaj sağlayıp hem kendinin hem de halkın faydalanması sağlayabilecek bir ‘çıkış planı’ yoktu.

Şunu anlamak önemli, daha önceki ‘büyük Dönüş Yürüyüşlerinde’ öldürülen Gazzelliler, evlerini İsrail işgalinden korumaya çalışmıyorlardı; İsrail’i istila etmeye çalışıyorlardı. İsrail’e girselerdi, ne yapmaya niyetli olduklarını da açıkça belirttiler. Hamas, planının Gazze sınırında çatlaklar açarak İsrail’e sızmak ve güvenlik altyapısını sabote etmek olduğunu belirtti. Hatta pazarlıkta koz olarak kullanmak için bir asker ya da bir sivil kaçırma niyetleri olduğunu… Daha ileri giderek, bazı İsrailli topluluklara sızarak, onları kontrol altına alıp orada bir basın toplantısı düzenlemek… Hamas hatta aralarına sızmayı planladığı toplulukların haritalarını bile yayınladı.”