İsrail İran’a karşı harekete geçmeyi değerlendiriyor

İsrailI’de güvenlik kabinesi İran’a karşı harekete geçilmesini son oturumunda görüştü.

Dünya
14 Şubat 2018 Çarşamba

On iki üyeli İsrail Güvenlik Kabinesi pazar günü bir araya gelerek ülkenin kuzey bölgesindeki gittikçe kızışan durumu ele alırken, kabinedeki bazı bakanlar, sadece İran’ın İsrail’e saldırılar düzenleyen yandaş gruplarına karşı değil, aynı zamanda İran’ın kendisine karşı askeri harekâtı da dile getirdiler.

Toplantıda bakanların güvenlik birimlerinden bilgilendirme aldıkları ancak İsrailli yetkililerin Kudüs’ün olayların tırmanmasını değil sakinleşmesini hedeflediği açıklamalarıyla tutarlı olarak, herhangi bir operasyon kararı alınmadığı bildirildi.

Diğer yandan, güvenlik kabinesinde görev alanlardan İsrail Eğitim Bakanı Naftali Bennett, geçtiğimiz hafta merkezi Tel Aviv’de bulunan Ulusal Güvenlik Araştırma Enstitüsünün (INSS) yıllık konferansında yaptığı konuşmada, İran’ın bir ‘ahtapot’ olduğunu ve İsrail’in artık bu ahtapotun Hamas ve Hizbullah gibi kollarıyla değil, ahtapotun kendisiyle yüzleşmesinin zamanının geldiğini belirtti. Bennett konferansta, “İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani başkalarını Suriye’deki savaşa göndermesine rağmen kendisi, İranlı şehitleri ve geriye tabutlar içinde dönenleri gördüğü anda geri adım atmıştır. Şunu söylememe izin verin; Ruhani her Gazzeli ve her Lübnanlının kanının son damlasına kadar İsrail’le savaşacaktır” dedi.

INSS’de İran konusunda sorumlu araştırma yetkilisi Sima Shine ise, cumartesi günü yaşananların İran basınında İran-İsrail arasında değil, İran-Suriye arasında bir sorun olarak yansıtıldığını söyledi. Shine Tahran’ın, öncelikle, her gece ülkenin bir yerinde gerçekleşen ve ‘Suriye, Lübnan ve Gazze’ye değil İran’a yatırım yapın’ diyen gösterilerle uğraşmakta olduğunu ve cumartesi günü yaşananların İran halkına, hükümetlerinin kendi vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak yerine, yabancı topraklarda askeri maceralar peşinde devletin hazinesini boş yere harcadığını tekrar gösterdiğini de belirtti.

 

NELER YAŞANDI?

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre, cumartesi sabahı saat 4.25 sularında, Suriye topraklarından kalkış yapan İran’a ait bir insansız hava aracı (İHA) İsrail topraklarına Ürdün’den girdi ve Apache saldırı helikopteri tarafından İsrail’in kuzey şehirlerinden Beit Shean yakınlarında vurularak düşürüldü.

İsrailli yetkililer insansız hava aracı ile İsrail topraklarına sızma girişiminin “İsrail’in egemenliğini ciddi ve nizama aykırı şekilde ihlal ettiğini” açıklayarak, İran’ın bu saldırgan tavırlarına karşı daha fazla aksiyon alınabileceği konusunda uyarıda bulundu.

İsrail Hava Kuvvetleri bu saldırgan girişime cevaben Suriye topraklarına yönelik bir dizi misilleme saldırısında bulundu.

Misilleme saldırıları sırasında İsrail Hava Kuvvetlerine ait bir F16 savaş uçağı Suriye hava sahası üzerinde uçarken vuruldu, ancak pilot uçağı İsrail’e geri uçurmayı başardı. Jezreel Vadisine düşen uçakla ilgili açıklama yapan İsrail Ordu Sözcüsü Yarbay Jonathan Conricus, iki pilotun hasarlı uçaktan çıkmayı başardığını duyurdu. Pilotlardan birinin ağır yaralı olduğunu belirten Yarbay, diğerinin ise hafif yaralı olduğunu açıkladı.

İsrail Hava Kuvvetleri Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Tomer Bar da İsrail savaş uçaklarının Suriye’ye ait uçaksavarların ateş barajı ile karşı karşıya geldiğini söyledi. İsrail ordusu, F16’nın tam olarak neden düştüğünü tespit etmek için yürütülen soruşturmanın devam ettiğini, ancak soruşturmanın gidişatından F16’nın Suriye’ye ait uçaksavarlardan atılan füzelerden dolayı düşmüş olduğunun öngörüldüğünü açıkladı.

İsrail ordusu F16 uçağının düşürülmesine cevap olarak bir dizi karşı saldırı düzenledi. Saldırıların hedefinde ağırlıklı olarak Suriye hava savunma sistemleri yer aldı. Bu karşı saldırıda da İsrailli pilotlar Suriye’nin uçaksavarlarının taarruzu altında kaldı. İsrail’in kuzeyinde birçok uyarı sireni çaldı ve bölgede yaşayanlar sığınıklara sığındı.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevine göre İsrail’in Suriye’deki baskınlarında rejim yanlısı altı Suriye askeri öldürüldü.

 

 

Netanyahu: “İsrail, İran’ın Suriye’deki saldırılarına izin vermeyecek”

İsrail Başbakanı  Binyamin Netanyahu, cumartesi gecesi yaptığı açıklamada İsrail’in her koşulda kendini savunmaya devam edeceğini, buna İran’ın Suriye’de askeri güçlerini konuşlandırarak İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği saldırıların da dâhil olduğunu vurguladı.

Netanyahu, İsrail ordusunun Tel Aviv’deki merkez üssünden yaptığı açıklamada, “İsrail barış istiyor ancak İran’ın Suriye’de ya da herhangi başka bir yerde bize karşı gerçekleştirdiği her türlü askeri saldırıya karşı da kendimizi büyük bir kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Bugünkü gerilimden sorumlu, İran ve ona kapılarını açan Suriye’dir.”

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de görüştüğünü belirten Netanyahu, İsrail-Rusya askeri işbirliğinin Suriye’ye karşı devam edeceğine dikkat çekti.

Netanyahu, “Bu durumu açıklığa kavuşturmak istiyorum; İsrail barışın peşinde ancak kendimizi bize yapılan ve İran’ın Suriye ya da başka bir yerden gelen her türlü saldırısına karşı kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Politikamız çok açık ve net. Egemenliğimize, bağımsızlığımıza zarar verecek her türlü saldırı ya da girişim karşısında kendimizi savunacağız” açıklamasında bulundu.

 

Michael Oren: “ABD’nin sahada hiçbir etkisi yok”

İsrail Başbakan Yardımcısı Michael Oren, cumartesi günü İsrail-İran-Suriye arasında yaşanan askeri krizle ilgili “Denklemde ABD’nin rolü bizi desteklemektir. Ama hâlihazırda ABD’nin sahada hiçbir etkisi yok. Oyunda değil. Beklentiler Rusya’nın durduracağı yönünde” açıklamasını yaptı.

İsrail’in eski ABD Büyükelçisi Michael Oren hafta sonu yaşanan gelişmelerle ilgili olarak, ABD Başkanı Donald Trump Ortadoğu’da olan bitenlere seyirci kaldığını, İsrail’in ABD’den ziyade Rusya’ya bel bağladığını belirtti.

Bloomberg’e konuşan Oren, şunları söyledi: “Denklemde ABD’nin rolü bizi desteklemektir. Ama hâlihazırda ABD’nin sahada hiçbir etkisi yok. Amerika’nın Suriye’de bahisleri yükseltecek bir durumu yok, oyunda değil. Beklentiler Rusya’nın durduracağı yönünde, zira şu sıra savaş kimsenin çıkarına değil.”

İsrail hükümetinin Rusya’nın İran ve Suriye’yi dizginleme becerisi olduğuna inandığını belirtti. Cumartesi günkü İsrail-İran-Suriye kapışması üzerine Putin ile Netanyahu’nun telefon görüşmesine dair Kremlin’den yapılan açıklamada ‘İsrail Hava Kuvvetleri’nin Suriye’deki hedeflere füze saldırıları düzenlemesiyle ilgili durumun ele alındığı’ vurgulanmıştı.

Haaretz gazetesi, “Putin, Netanyahu ile telefonda görüşerek, İsrail’in Suriye’ye yeni saldırılar düzenlemesini durduran düdüğü çaldı” manşetini attı. Amos Harel imzalı analizde cumartesi günü telefon görüşmesine dek İsrail hükümetinin Suriye’ye yeni saldırılar düzenlemekten söz ettiği, ama telefon görüşmesinin ardından Putin’in çatışmanın durmasına yönelik kararının hem İsrail hem de İran ve Suriye tarafından kabul gördüğü ifade edildi. Analizde şu ifadeler yer aldı: “Netanyahu-Putin telefon görüşmesinin ardından hasıl olan sükunet Ortadoğu’da gerçek patronun kim olduğunu bir kez daha gösterdi. ABD bölgede namevcut olmaya devam ederken gidişatı Rusya dikte ediyor.”