Görkemli görsel şölen

Güney Koreli estetik ustası Park Chan-Wook ‘HİZMETÇİ’ ile intikam türünün önde giden yönetmeni olduğunu kanıtlıyor.

Viktor APALAÇİ Sanat
5 Nisan 2017 Çarşamba

1930’larda geçen gerilimli ve erotik bir lezbiyen aşk hikayesi ile, dönem atmosferini yansıtan görkemli görselliği ile, cinselliğe farklı yaklaşımı ve cüretli seks sahneleri ile ‘Hizmetçi’ birinci sınıf bir seyirlik. 

Film, 19. yüzyılın bir İngiliz romanını Japonya işgali altında yaşayan Kore’ye adapte ediyor. Şehvet, entrika ve cinsel gerilimle örülü göz alıcı öyküsüyle, yarattığı şaşırtıcı görsel dünya ile film izleyicisini etkiliyor. Park Chan-Wook, ironi yüklü, zarif sinema dilinin yanı sıra, cinselliği kullanmadaki cüreti ile övgüyü hak ediyor. İki kadın arasındaki pornonun sınırlarını zorlayan sevişme sahneleri filme erotik bir gerilim katıyor.

 ‘AGASSİ- THE HANDMAİDEN’

Yön: Park Chan-Wook

Sen: P. Chan-Wook, Chung Seo-Kyung

Gör: Chung Chung-Hun

Müz: Cho Young-Wuk

Kurgu: Kim Sang-Bum, Kim Jae-Bum

Oyn: Kim Min-Hee, Kim Tae-Ri, Ha Jung-Woo, Cho Jin-Woong, Kim Hae-Sook, Moon So-Ri. 

Güney Koreli estetik ustası Park Chan-Wook, ‘İhtiyar Delikanlı’ (2003) ve ‘İntikam Meleği’nden (2005) sonra ‘Hizmetçi’ ile intikam türünün önde gelen ustası olduğunu kanıtlıyor.

1930’larda geçen gerilimli ve erotik lezbiyen aşk hikâyesi ile, dönemin atmosferini yansıtan görkemli görselliği ile, Park Chan-Wook’un ironi yüklü anlatımı ile cinselliğe farklı yaklaşımıyla, cüretli seks sahneleriyle, ‘Hizmetçi’ birinci sınıf bir seyirlik.

İngiliz kadın yazar Sarah Waters’ın konusu Victoria döneminde geçen (19. yüzyıl), ‘Parmakların Ucunda’ adlı zengin konulu gotik romanını Park Chan- Wook, 1930’lu yıllarda Japonya işgali altında yaşayan Kore’ye adapte etmiş.

Şehvet, entrika ve cinsel gerilimle örülü göz alıcı öyküsüyle, estetiği ve görselliği ile ‘Hizmetçi/Agassi’, yarattığı şaşırtıcı görsel dünya ile izleyicisini etkiliyor. Chan-Wook’un yazılımına katıldığı kusursuz senaryo, yarattığı dünyanın parlak stili ve dâhice bir yönetmenlikle, izleyiciyi çok katmanlı bir gerilime davet ediyor.

Sürprizlere gebe olay örgüsü gereği an be an değişen performansların kalitesi de izleyicinin hayranlığını kazanıyor. Erotik gerilim türünün dönem filmi atmosferiyle, perdedeki cinselliğin estetikle kusursuz şekilde bütünleştiği ‘Hizmetçi’, sınıf farklılıklarının altını çizen gözlemleriyle de öne çıkıyor.

Chan- Wook hikâyesinin yapısını çok değişik ve özgün bir biçimde sunarken, filmin görsel gücü iki bakış açısından anlatılan bol entrikalı öykünün bile önüne geçiyor. Muhteşem dekorlar, kostümler, göz alıcı mekânlar, görüntü yönetmeni Chung Chung-Hun’un kartpostal güzelliğindeki fotoğrafları, ‘Hizmetçi’yi doyumsuz bir görsel ziyafete çeviriyor.

HİZMETÇİYLE HANIMEFENDİ ARASINDA SADOMAZOHİST İLİŞKİ

Filmin iki kadın kahramanı arasındaki, Abdüllatif Kechiche’in ‘Mavi En Güzel Renktir/ La Vie d’Adéle’i akla getiren lezbiyen aşk ilişkileri, estetik yönden çok doyurucu.

Yönetmen Chan-Wook mizansenindeki zarif sinema dilinin yanı sıra cinselliği kullanmadaki cüreti ile de puan topluyor. Hikâyenin gidişatı sürekli değiştiği entrika dolu film ise izleyicisini şaşırtmakta sınır tanımıyor.

İzleyiciyi ters köşeye yatıran sürpriz final bölümüyle, birinci sınıf sanat yönetimi ve oyuncu performanslarıyla, mükemmel kadrajlarıyla, göz alıcı görselliğiyle, bu karmaşık, çetrefilli olay örgülü film, seyredilmeyi hak ediyor.

‘Agassi’nin karşılığı olan ‘zengin hanımefendi’ ile hizmetçisi arasındaki sadomazohist ilişkiye odaklanan lezbiyen aşk ilişkisini film iki kahramanının bakış açısından, iki ayrı versiyonda anlatıyor.

Henüz beş yaşındayken paranın gerçeğiyle sahtesini ayırt etmeyi öğrenmiş, suç dünyasına mensup kişiler arasında yetişmiş, okuma- yazması olmayan Koreli hizmetçi kız ile herkesin servetinin peşine düştüğü Lady Hideko üzerinden film, alt sınıfın üst sınıf ile ilişkisine eğiliyor. Bu iki kadın arasındaki pornonun sınırlarını zorlayan sevişme sahneleri filme erotik bir gerilim katıyor.

Orijinal ismiyle ‘Agassi’ geçmişin ünlü Amerikalı tenis ustasını akla getiriyor. Miras ve dolandırıcılık peşindeki üç kahramanının öyküsüyle film, zengin genç bir Japon kadın, onu kandırıp zenginliğini ele geçirmeye çalışan Koreli bir adam ve adamın tuttuğu Koreli bir hizmetçi arasındaki entrika etrafında dönüyor.

GÖZ ALICI BİR EROTİK GERİLİM FİLMi

Bir aşk üçgenini içine alan konusuyla film, birbirleriyle yolu kesişen dört kişinin yazgısına odaklanıyor. Yankesicilik yapan genç bir kadının, işvereni tarafından zengin bir kadını kandırmak üzere görevlendirilmesiyle başlayan öykü, her adımda daha da karmaşık bir hal alıyor.

Kouzuki adlı üçkâğıtçı bir dolandırıcının elinde oyuncak olan yankesici kız Sookee, bir Japon soylusu kimliğine bürünüp, zengin Japon kadını Hideko’nun yanında hizmetçi olarak işe başlar. Kouzuki’nin planına göre, kendisine âşık edeceği Hidoko sayesinde, malikânenin sahibi, zengin koleksiyoncuyu soyacaktır.

Hidoko’nun dayısı olan bu katı yürekli ve zalim insan, aynı zamanda çok kurnaz ve zeki olduğu için, Kuzuki- Sookee ikilisinin işi kolay değildir. Hikoko ile Sookee arasında başlayan tutkulu lezbiyen ilişki işleri başka kulvara taşıyacaktır.

Her kahramanın gizli ajandasının ve entrikalı gizli planlarının olduğu öykü, gizemini koruyarak ilerlerken roller sürekli değişir. Sürpriz geçişlerle dolu bu intikam hikâyesi olarak gelişen olaylar zincirinde kimin kurban, kimin kusursuz plan uygulayıcısı olduğu belirsizliğini korur.

İzleyicisini birkaç kez ters köşeye yatıran filmde, malikânenin paha biçilmez kitap koleksiyonu birkaç kez el değiştirirken, kendimizi taşların yerine oturduğu nefis final bölümünde buluruz.

‘İhtiyar Delikanlı/ Old Boy’da Cannes’da kendisine ödül veren jürinin başkanı Quentin Tarantino’yu büyüleyen çekiçli intikam sahnelerinin bir benzerini ‘Hizmetçi’nin finalinde, Kouzuki ile zengin koleksiyoncu arasındaki düelloyu andıran dövüş sahnesinde izliyoruz.

Chan-Wook izleyicinin kanını donduran işkence sekansı ile kariyerindeki ‘İntikam Meleği/Sympathy for Mister Vengeance’ filmini akla getirirken, “şiddet benim ihtisas alanım” diyor. Neredeyse tüm karakterlere güveninizi yitirdiğiniz film, karakterlerin geçişkenliğini görkemli mizansenlerle ortaya koyuyor.

Seul doğumlu, felsefe tahsili gören, 53 yaşındaki yönetmen- senarist- yapımcı Park Chan-Wook, uluslararası arenada ‘intikam üçlemesi’ ile adını duyurdu. Trilojinin ilk filmi ‘Haklı İntikam/Sympathy for Mr. Vengeance’ın (2002) ardından çevirdiği ‘İhtiyar Delikanlı/Old Boy’ (2004), Cannes Film Festivali’nde (ikincilik ödülü sayılan) Büyük Ödül’ü kazandı. Bilmediği bir sebepten 15 yıl tek başına bir odada hapis hayatı yaşayan bir tutsağın intikam öyküsünü, sinemada ender rastlanan bir şiddet atmosferi içinde anlatan Chan-Wook, kendisine hayranlık besleyen jüri üyesi Quentin Tarantino’ya rağmen Altın Palmiye’yi Michael Moore’un ‘Fahrenheit 9/11’ine kaptırmıştı. Triloji ‘İntikam Meleği (2005) ile kapanıyordu. Emile Zola’nın ‘Thérese Raquin’inden esinlenen vampir filmi ‘Suçsuzluk: Bu Benim Kanımdır/ Thirst’ ile Chan-Wook 2008’de Cannes’da Jüri Ödülü’nü kazandı. Nicole Kidman ve Mia Wasikowski’li ‘Stoker’ (2013) ile Koreli usta ilk İngilizce filmine imzasını attı.