Gregg Popovich’ten dersler

İgal ERS Köşe Yazısı
7 Aralık 2016 Çarşamba

Geçen hafta YouTube’un algoritmasına güvenip bana ilgimi çekecek bir video sunacağına inandığım günlerden birinde, San Antonio Spurs’ün artık demirbaşlarından olan koç Gregg Popovich’in şimdinin ve geleceğin koçlarıyla yaptığı soru-cevap tarzı bir toplantı karşıma çıktı. Amerika’da ve hatta belki de bütün dünyada son 20 yıla istikrarlı bir biçimde damgasını vuran bu sportif kurumun, yani San Antonio Spurs’ün başarısının neye dayandığına dair ipuçları vermekle beraber, hem iş hayatı, hem de özel hayatta kullanılması gereken değerlerin de sunulduğu bu toplantıdan çıkardığım dersleri, bu yazıda bir derlemek istedim:

Ders 1: Karakteri öncelikler listesinin en başına koyun

Popovich, toplantıya kişiliğe verdiği önemi anlatarak başlıyor. Takımını oluşturmadan önce her oyuncunun kendi deyimiyle ‘kendini aşmış’ olması gerektiğini, yani “ben” yerine “biz” demeyi bilmesi gerektiğini ısrarla vurguluyor. Yeteneği ne seviyede olursa olsun eğer bir oyuncu, takım için oynamayı bilmezse, kendine has tarzıyla “Sallayın gitsin onu” diye eklemeyi de unutmuyor. San Antonio koçu, olaya en basit tarafından yaklaşıp “Her gün beraber çalıştığınız, bir amaç uğruna mücadele verdiğiniz, her gün yüzüne baktığınız insanların düzgün olmasını istemeniz çok normal” diye bitiriyor cümlesini. Beni en çok şaşırtan ise kişiliğe neredeyse elle tutulabilir, biriktirilebilir bir unsur gibi davranıp, “Eğer takımınızda yeterince karakter varsa, işler çok kötü gitse bile korkmayın, düzelir” diyecek kadar kendine güveniyor olmasıydı diyebilirim.     

Ders 2: Dürüstlük ve açıklık sağlayan bir atmosfer yaratın

Gregg Popovich’e göre yeterince kişilikli bir grubu bir araya getirdiğinizde atılması gereken ikinci adım onlara fikirlerinin önemli olduklarını hissettirmek. Her ne kadar sert mizaçlı olsa da oyunculara molalarda önce kendi aralarında sorun neyse anlamaları ve çözüm amacıyla aralarında tartışmaları için zaman verdiğini, eğer oyuncuları ona ‘aval aval’ bakarlarsa devreye girdiğini belirtiyor. Bu göreceli demokratik ortamda dengeyi sağlamak için ise iki unsurun altını çiziyor: Takımda kim olursa olsun herkesin aynı şekilde olmasa bile kesinlikle aynı prensipler çerçevesinde, hakkaniyetli bir şekilde değerlendirilmesi ve lider yapılı oyuncuların bu temel prensipleri sahanın içi ve dışında sahiplenmesi. “Eğer takımınızı buna inandırırsanız, fikir alışverişinin dürüstçe, direkt bir biçimde akmasını sağlarsanız, koç olarak çok da bir şey yapmanıza gerek kalmaz” diye eklemeyi ihmal etmiyor Popovich.

Ders 3: Hayatta neyin önemli olduğunu unutmayın ve her zaman temel bilgilere geri dönün

Popovich’e, takımını 2013’te şampiyonluğu son anda kaybettikten sonra nasıl geri gelip 2014’te tekrardan yüzüğe ulaşan bir hale getirdiği sorulduğu zaman, o kendine has iğneleyici ses tonuyla başlıyor cevap vermeye. Öncelikle yaptıkları işin topu delikten geçirmekten ibaret olduğunu, iki günden fazla üzülmenin manasız olduğunu eklese de, 2014 sezonunun açılışın gününde yaptığı ilk hareketin, oyuncuları video odasına toplayıp kaybettikleri şampiyonlukta yaptıkları hatalarla teker teker yüzleşmelerini sağlamak olduğunu söylüyor. Sahip olduğu kolektif karakter gücüne ve yaratılan güven ortamına dayanarak, video odasından çıktığında artık takımın her şeye en baştan başlayacak hale geldiğine, hatta sezona küçücük çocuklara yaptırılan bir drille başladıklarını anlatıyor. “Başarısızlık yaşadıktan sonra bildiğiniz sağlam temellere dönerseniz, tekrardan sağlam bir şekilde kendinizi inşaa edersiniz” diye de eklemeyi unutmuyor toplantının sonunda.

(Not: Toplantıda konuşulanların nacizane bir özetini çıkarmaya çalıştım. 20 yılı aşkın koçluk tecrübesiyle, Amerikan basketbolunun zirvesinde kendine yer edinmiş Gregg Popovich’in bulunduğu bu konferansın tamamını izlemek isteyenler, FIBA’nın resmi YouTube kanalından ücretsiz bir şekilde ulaşabilirler. Ben şu ana kadar üç kere izledim, bir üç kere daha izleyeceğimi öngörebiliyorum şimdiden.)

 

************************************